Genel anlamı ile menfaatçı ve dönek anlamına geliyor. Biraz daha açmak gerekirse sözlüklerde; “Kendi çıkarları için her yolu mübah sayan, sözünde durmayan, üçkâğıtçı, egoist, düzenbaz, ahlaksız, kalleş, namussuz, palavracı, dönek” anlamında yer alıyor.

Zübük” kelimesini belleğimize yerleştiren değerli yazarımız Aziz Nesin oldu. Nesin’in aynı adı taşıyan kitabını okumayanlarımız vardır. Ama onun bu eserinden uyarlanan filmini mutlaka geçmişte izlemişizdir. “Geçmişte” diyoruz nedense rahmetli Kemal Sunal’ın tüm filmlerini bıktırırcasına her hafta ekranlarına taşıyan özel televizyon kanalları bu filmi görmezden geliyorlar. Atıf Yılmaz’ın senaristi, Kartal Tibet’in yönetmenliğini yaptığı Zübük filmi sanki yasaklı gibi.

Filmin telif haklarını elinde bulunduran Yeşilçam’ın ünlü yapımcısının youtoube kanalında bu filmi yayınlamaması da ilginç.

Akıllara, “Acaba ülkeyi yönetenler bu filmin içeriğinden rahatsız mı, bu yüzden mi ekranlara gelmiyor?” sorusu geliyor. Acaba bu yönde el altından bir talep mi var diye düşünmeden edemiyoruz.

Ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart yerel seçimleri öncesi meydanlarda sık sık bazı rakiplerine, “Zübük” yada “ Zübük siyaset anlayışlı” demesi, bu sıfat etrafında suçlamalarda bulunması dikkatimizi çekiyor. Anlaşıldığı kadarı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zübük”lüğün, bu kapsama girenlerin bilinip tanınmasını istiyor.

Hal böyle olunca filmin telif haklarına sahip firma ile özel televizyon kanallarının durumdan rahatsız olmasına gerek yok. Defalarca yayınlasalar bile kanallara ve yapımcısına gelir sağlayacak bir film olacaktır. Sayın Erdoğan’ın Zübüklüğü sürekli tekrarlaması da bulunmaz tanıtım, reklam anlamı taşıyor.

Evet bu filmi bekliyoruz. Filmi seyrettiğimizde “Zübük” tanımına kimler giriyor, kimler girmiyor ölçüp tartarız. Çevremizdeki siyasetçileri de bu yönde tartarız.

Antalya özelinden bakarsak Antalya’daki “Zübükler”kimler olabilir?” İsim vermeden bu kapsama girenleri rahatça görüp tanıyabiliyoruz. Tüm partilerde bu tür isimler yeterince bulunuyor.

Daha düne kadar kendini bir ideolojinin, partinin yılmaz bekçisi, savunucusu olarak tanımlayan kişilerin, bir gecede saf değiştirdiğini görüyoruz. Bu tür omurgasızlığı yüzleri kızarmadan savunabiliyorlar. Çoğu da savunmaya gerek duymadan olayı zamana bırakıyor. Zaman içinde Sayın Erdoğan’ın da değindiği gibi “Zübüklerin” hangi çıkarı için saf değiştirdiğini unutuyoruz.

Bu durumu artık kamuoyu kanıksamaya başladık. Zübüklük siyasette ne yazık ki geçer akçe haline gelmeye başladı. Yapmayanlara neredeyse “işi bilmiyor” ya da “aptallık ediyor” filan denilecek.

Ama bu durum siyaset kurumuna ve siyasetçilere büyük zarar veriyor.

Antalya’da bir partinin 20 – 30 yıldır üyesi olan, ilçe, il yönetimlerinde görev yapan, o partinin meclis üyesi olarak görev yapan, hatta meclis grup sözcülüğünü yürütenler var. Bu kapsamda rakip partiye; çıkarcılık, haksız kazanç, yetim hakkını yeme, kentte karşı suç işleme isnatında bulunanlar, bir gecede suçladıkları partinin kapısından içeri üye olarak giriyorsa ne demek lazım.

Sayın Erdoğan’ın “Zübük” tanımına uyanlar bunlar değil mi? Öyle olduğuna göre bu tür zübüklerin kendi partisine girmesi acaba gözünden mi kaçıyor?

Cumhurbaşkanının partisinde bir gün öncesine kadar belediye başkan adayı iken, koltuk verilmeyince sabah rakip partiye katılanlar, meclis üyesi adayı olanlarda bu tanıma giriyor.

Dediğimiz gibi her partide makbul düzeyde zübük var. Onları iyi tanımak için Kemal Sunal’ın bu filmini televizyonlar izlettirmeli.