Türkiye’nin nasıl bir yönetim sistemi ile bugünkü dar boğaza sokulduğunun bir örneği Antalya’da yaşandı.

Deneyime, liyakate, uzmanlığa bakmadan, yönetimde “benim adamım olsunda kim olursa olsun” modeli 2016 Antalya EXPO Fuarı’nda uygulandı.

Çocuk ve Çiçek” temalı 6 ay sürecek EXPO Fuarı için Antalya’nın seçilmesi sürecinde dönemin Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin büyük katkısı vardı. Fransa’nın başkenti Paris’te Antalya’nın adaylığının kesinleştiği törene iktidarı ile muhalefeti ile rahmetli Deniz Baykal’ın da bulunduğu ilin milletvekilleri katıldı. Birlik ve dayanışma görüntüsü vardı. Antalya’nın ve Türkiye’nin bu büyük organizasyonu başarı ile yapacağına yönelik olumlu beklenti oluştu.

Ama öyle olmadı. AKP iktidarı böyle bir organizasyonu kimse ile paylaşmak istemedi. EXPO sürecine el koydu.  Süreçte emeği olan Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ni kapı önüne koydu. Onun yerine EXPO’dan haberi olmayan, ilgisi, bilgisi kısıtlı Antalya Ziraat Odasını aldı. Aynı işlemi Antalya Ticaret Borsasına da uyguladı. EXPO 2016 Fuarının yönetimi Antalya’dan alınıp Ankara’ya Tarım Bakanlığı’na alındı. Kent ve kentliden fiilen koparılmış oldu.

EXPO’nun Antalya’dan koparılmasının göstergesi seçilen iki simgesi ile hemen anlaşıldı. İlki fuarın simge çiçeği idi. Antalya’ya özgü aralarında Kardelen’in, Kum Zambağı’nın da olduğu birçok çiçek varken dönemin Tarım Bakanı tarafından Şakayık seçildi. Kamuoyunda fazla bilinmeyen Şakayık ile eleştiriler üzerine söz konusu bakan bu çiçeği bulmak için makam arabası ile Beydağlarına çıktı. Orada bulunduğunu, Antalya’ya özgü çiçek olduğunu ispatlamaya çalıştı.

İkincisi EXPO Kulesi’nin orijinal ve işlevsel olup olmadığı tartışmasıydı. Bir asırı aşan süre önce EXPO Fuarı için yapılan Paris’teki Eyfel Kulesi özgün yapısı ile yılda milyonlarca turist çekerken bizim kuleye dönüp  bile yok.

AKP’nin yetersiz ve yeteneksiz kendi ekibi ile yapmaya çalıştığı EXPO organizasyonunun başarılı olma olasılığı yoktu. Öyle de oldu. Liyakatsız kadrolar işin altından kalkamadılar. Katılımcı ülke sayısı düşük kaldı. Bu tür organizasyonların gediklisi önemli ülkeler gelmeyince rica minnet ve destekle bazı Afrika ülkelerinin katılımı sağlandı. Sonuç tam bir başarısızlık ve büyük zarar.

Sonra  milyarların harcandığı EXPO Fuar Alanının ne olacağı gündeme geldi.  Masraflı diye hiçbir kurum ve kuruluş fuar alanını bakımını almak istemedi. EXPO sahasının ve tesisleri ile ilgili değişik öneriler gündeme geldi ama adım atılmadı. Aradan geçen sürede bakımsız kalan alan, artık sünnet düğünlerine layık görülmeye başlandı.

Milyarlık tesislerin Ankara’daki Melih Gökçek’in dinazor parkı ile aynı kaderi yaşadığını izlemeye başladık. Üzülmemek elde değildi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek EXPO Alanın talip oldu. “5 yıl belediye gelirlerinden pay ödediğimiz EXPO Alanını aktif kullanmak istiyoruz. Burası ile ilgili çok sayıda projelerimiz var” dedi.

EXPO Antalya 2016 Fuarının düzenleme döneminde Büyükşehir’i yöneten AKP’li Menderes Türel, “Bakımı pahalı” diyerek tesise sahip çıkmamıştı. Muhittin Böcek talip oldu. Bir anlamda babayiğitlik yaptı.

Doğrusu EXPO için en doğru aday Antalya Büyükşehir Belediyesi’dir. 31 Mart’taki seçimden bağımsız olarak bu talep değerlendirilmelidir. ABB, imkanları, kadroları ile EXPO’ya sahip çıkabilir. Antalya’yı ve Türkiye’yi bu ayıptan kurtarır.