"Amsterdam’ın göbeğinde doğa, tarih ve bilimin iç içe geçtiği 140 dönümlük bir dünya: Artis’te 950 hayvan türü, anıtlar, müzeler ve sessiz bir kütüphane sizi bekliyor."
Amsterdam’ın merkezinde 140 dönümlük alana kurulu olan Artis, 950 hayvan türününe, 27 anıtsal yapıya, iki müze ve bir kütüphaneye ev sahipliği yapıyor.
Hollanda’nın başkenti Amsterdam, kanalları, tarihi yapıları, eğlence mekanları gibi özelliklerinin yanı sıra parklarıyla da ünlü bir şehir. En küçüğü 18 dönümlük Schinkeleilanden Parkı, en büyüğü 10 kilometrekarelik (10 bin dönüm) Amsterdam Ormanı (Amsterdam Bos) olmak üzere 50’ye yakın park var.

Amsterdam’ın merkezinde Plantage semtinde yer alan, daha çok Artis adıyla bilenen Natura Artis Magistra hayvanat bahçesi de o parklar arasında sayılıyor. Hayvanat bahçesi olması, biletle girilmesi nedeniyle diğer parklardan ayrılıyor.
Amsterdam’a yolu düşüp de vakti olanların mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer.
Kalabalık şehirde eşsiz bir köşe
140 dönümlük alana kurulu olan Artis’i hakkıyla gezmek isterseniz, bir gününüzü fazlasıyla alır. Alan çok büyük olmasa da 950 hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Çoğunluğu 1800’lerden kalma 27 anıtsal yapı bulunuyor. Bu yapıların pek çoğunda hayvanlar barınıyor.
Hollanda’nın ilk ve en eski hayvanat bahçesi. Dünyadaki en eski beş hayvanat bahçesinden biri. Nüfus yoğunluğu çok yüksek olan şehrin kalbinde doğayı öğrenmek ve deneyimlemek için eşsiz bir köşe...
Tramvay önünden geçiyor. Bisikletle ulaşım kolay. Özel otomobiller için yeterince park yeri var.

ARTIS adı nereden geliyor?
Hayvanat bahçesinin, her birinin üzerinde sırasıyla "Natura", "Artis" ve "Magistra" kelimeleri yazılı olan üç kapısı var. Bu üç kelime buranın gerçek adını oluşturuyor. Çoğunlukla ortadaki kapı açık olduğundan, ziyaretçiler de çoğunlukla "Artis" yazını gördüğünden hayvanat bahçesi bu isimle anılır olmuş.
Her yönden zengin bir bahçe
Artis, hayvanat bahçesinde, hayvan türlerinin yanı sıra bir akvaryum, bir planetaryum, bir ağaç bahçesi, iki müze (Micropia Müzesi, Groote Müzesi) ile bir kütüphaneye (zooloji ve botanik tarihi üzerine) yer alıyor.
2014’te açılan Micropia, türünün ilk örneği. ‘‘Mikrop Müzesi’’ diyebileceğimiz Micropia’da canlı mikropların beslenmesi, hareket etmesi ve üremesini izlenebiliyormuş. Bu ziyaretimde Micropia’yı gezmeye zaman kalmadı.
Her insan gibi vücudumda ortalama 1.5 kilogram mikroorganizma barındığını düşününce, mutlaka bir gün ayırmaya karar verdim.
Ünlü botanikçi ve zoologların arşivlerinin de bulunduğu kütüphanede 20 bin kitap, 3 bin el yazması ve 80 bin hayvan görüntüsü varmış.

Üç zooloji meraklısı kurmuş
Artis’in barındırdığı hayvan ve diğer canlı türlerinden kaynaklanan çekiciliğinin yanında kuruluş öyküsü de ilginç.
Hayvanat bahçesi, 1838 yılında zoolog olmayan üç zooloji meraklısı Gerard Westerman (kitapçı), JWH Werlemann (komisyoncu) ve Jan Jacop Wijsmuller (saatçi) tarafından kurulmuş. Bu kuruculara kısaca ‘‘Üç W’’ de deniliyormuş. Üçlü, varlıklı kesimleri doğaya yaklaştırmak amacıyla Zooloji Derneği’ni kurup, o zamanlar Amsterdam’ın kenar semti olan Plantagebuurt’ta bir arsa satın almış. Burada sergi ve etkinlikler için binalar yapılmış, bir bahçe oluşturulmuş.
Başlangıçta ağırlıklı olarak alkolde saklanan hayvan örnekleri, iskeletler, doldurulmuş hayvanlar, fosiller ve kayalardan oluşan koleksiyonların yer aldığı Artis, 1851’e kadar sadece dernek üyelerine açıkmış. Bu tarihten iitbaren her yıl eylül ayı boyunca halka açılmış. 1920'den sonra yıl boyunca halka açık hale getirilmiş. Eylül ayı da indirim ayı olmuş.
Çocuklar için özel araç

Natura Artis Magistra’yı gezmek konforlu. Bebek arabasıyla tüm bölümlere girilebiliyor. Küçük çocukların çevreyi görerek gezdirilebilmeleri için çekme koluyla sürüklenen oturaklı metal kasalar hazırlanmış. Bunları belirli noktalarda zincirli. Haznesine 2 euro koyarak alıyorsunuz. Yerine getirip zincire tekrar takınca paranızı geri alıyorsunuz.
Türler doğal ortamlarında gibi

Ötücü kuşlardan sürüngenlere, yırtıcı kuşlardan timsaha, maymun türlerinden fil, zebra ve aslana kadar onlarca binlerce sakini var. Bölümler türlerin doğal ortamlarına göre düzenlenmiş. Aynı zamanda her coğrafyadan kesitle görmüş oluyorsunuz. Tropik bitkiler bölümünde rengarenk kelebekler uçuyor.
Hortumlarıyla kendi sırtlarına kum püskürten, suda topla oynayan filler; iplerde gezinip oradan oraya zıplayan maymunlar; devasa boylarıyla yüksek dallardan yaprak yiyen zürafalar çocukların çok ilgisini çekiyor. Heyecan içinde Felemenkçe ya da İngilizce olarak onların isimlerini bağırarak hareketlerini izliyorlar.

Yiyip içme mekanlarında kazık yenmiyor
Farklı noktalarda, yorulduğunuz zaman bir şeyler yiyip içerek soluklanabileceğiniz oturma grupları, kafeler var. İster dışarıdan getirdiklerini yer içer, ister kafelerden bir şeyler alırsınız. Fiyatlar dışarıda ne ise içeride de aynı; kazıklama mantığı, kazıklanma korkusu yok.
Yaz döneminde açık alanda çeşitli etkinlikler yapılıyor. Ben cumartesi günü gitmiştim, saat 17.00 gibi konser başlamıştı. Çimlere oturup biraz canlı müzik dinleme fırsatı da buldum. Konser kapsamında da alkollü, alkolsüz içecekler, atıştırmalıklar satılıyor. Fiyatlar konser alanında da kafelerdekilerle aynı.
Yeni mekanlarda, yeni ortamlarda buluşmak üzere hoşça kalın.