Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kongrelerine ilişkin davalar ve kararlar her şeyi unutturdu. Ekonomi başta olmak üzere ülkedeki olumsuz durum, iktidar yandaşı medyanın sevmediği konular. İktidara yandaş olmayan, bağımsız habercilik yapan medyada da bu davalar ve kararlar ana konu oldu. Haliyle ev yakan enflasyon, döviz faiz oyunları, çarşı pazardaki belirsizlikler, emekli emekçi sefaleti, çiftçi besici perişanlığı ikinci planda kaldı.
Hangi kanala girerseniz girin, hangi ekrana bakarsanız bakın; ‘‘CHP kongresi, falanca asliye hukuk mahkemesi, meşhur kayyım’’ haber ve yorumlarından geçilmiyor.
Davalara ve kararlara gelince...
Hukuk otoritelerine göre ortada, yetkisizlikten kaynaklanan kocaman bir hukuksuzluk var. Onlar, bir partinin kongreleri ilgili karar yetkisinin ilçe, il seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK) olduğunu, başka hangi mahkemede dava açılırsa açılsın, ‘‘yetkisizlik’’ dışında ne karar verilirse verilsin, olayın baştan sona hukuksuzluk olacağını söylüyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 8 Ekim 2023’te yapılan İstanbul İl kongresi ve 38’inci Olağan Kongresi ile ilgili iptal davalarda ‘‘yargılama yetkisi’’ bakımından durum budur.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi ‘‘İl Başkanı Özgür Çelik ve mevcut yönetimin görevden alınmasına, 196 delegenin görevden uzaklaştırılmalarına, devam eden kongre sürecinin durdurulmasına, yönetime kayyım atanmasına’’ karar verdi.
Oysa bu mahkeme açısından iki kere yetkisizlik söz konusuydu. Birincisi davanın konusu parti kongresi olduğu için, ikincisi CHP Genel Merkezi Ankara’da olduğu için yetkisizdi.
YSK, ‘‘kongre süreci’’ ile ilgili hükmü iptal etti, gerisine dokunmadı.
Olaylar sürerken, Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptali davasını esastan reddederek, İstanbul’daki mahkemenin kararını geçersiz hale getirdi.
Hukuk otoritelerine göre, Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi dava yeri bakımından yetkili olsa da dava konusu parti kongresi olduğu için yetkisizdi.
Durumun böyleyken…
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, “İstanbul 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin haksız ve usulsüz vermiş olduğu kayyıma ilişkin tedbir kararı kendiliğinden kalkmış oldu’’ dedi.
CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın da kararı şöyle yorumladı:
“İki ayrı mahkeme kararı var. Biri İstanbul’daki, diğeri Ankara’da. CHP’nin tüzel kişiliği Ankara’da olduğu için İstanbul’daki karar yetkisiz bir mahkemenin kararıydı. Ankara yetkili bir mahkeme olarak bir karar verdi.”
Ankara’daki mahkemenin kararıyla ilgili memnuniyet açıklamalarında, aslında bu mahkemenin de yetkisiz olduğu vurgulanmadığı için, bir tutarsızlık görüntüsü ortaya çıkıyor.
Yetkisiz mahkemelerin aleyhteki kararları üzerine kıyamet koparılırken (olması gerektiği gibi), yetkisiz olmasına karşın lehte kararları alkışlanmış gibi oluyor.
Hukuksuzlukla mücadelede tutarlı olunması, aleyhimize ya da lehimize işlemesine bakılmadan orataya konulması gerekmez mi?..