31 Mart sonuç itibariyle yerel yani belediye başkanlarıyla muhtarların belirleneceği bir seçim.

İktidar değişmeyecek, sadece yerel yöneticiler belirlenecek.

Ne var ki, dikkat edin ülkede sanki bir genel seçim varmış havası hâkim.

İktidar hem devlet olanaklarıyla hem bakanlarıyla hem bürokratlarıyla hem büyük para gücüyle her gün meydanlarda…  Üstelik arkasında kendisine süresiz yayınlarla açık destek veren onlarca televizyon kanalı yine sosyal medya üzerinden algı yaratmak üzere kurulu trol ordusu var.

Vaatlerin ardı arkası kesilmiyor, iktidarın veremediği maddi desteği seçilmesi halinde kendilerinin karşılayacağını açıklayan AKP adayları ortaya çıkıyor, kimse de “Hangi kaynakla vereceksin” diye sormuyor, soramıyor, aksine “acaba” beklentisi oluşturuluyor ve bunlar kulaktan kulağa dedikodu olarak yayılıyor.

En çok ve rahatsız edici olanı ise emeklilere yapılanlar.  Gün gün saat saat sosyal medyada “emeklilere ek zam geliyor” haberleri dolaşıma sokuluyor, anlı şanlı ulusal TV kanalları “gözler kabinede” alt yazılarıyla izleyiciye sunulup o ezik kitle beklentilere sokuluyor.

Herhalde yoksullukla bu kadar alay edilen, dalga geçilen, onun yaşam koşullarının ciddiyetini kavramayan dünyada başka bir ülke daha yoktur.

Bakın, oy avcılığı da olsa iktidarın emekliye verecek tek kuruşu yok. Bu gerçeğin bilinmesi ve beklentiye girilmemesi gerekiyor. Çünkü bütçe delik deşik, faizler uçmuş, iç ve dış borçlar inanılmaz boyutta, yani kasa takır takır. Üstelik iktidarın para tercihi zenginlerden ve holdinglerden yana. Onlardan kesip emeklilere para aktarması ise hiç mümkün değil. Turgut Özal’ın dediği gibi onlar sadece zenginleri ve rantçıları seviyor, bu açık. O nedenle laf salatalarına “son dakika, zam geliyor” haberlerinin tuzağına asla düşmeyin, düşenleri de uyarın!

Sandık saatine kadar öyle anlaşılıyor ki, “verecek, veriyorlar, seçildikten sonra verirler” edebiyatıyla derin bir kafa karışıklığı yaratılırken iktidarın ana hedefinin rantı yüksek belediyeleri ele geçirmek olduğu gerçeği göz ardı ettiriliyor.

O nedenle İstanbul, o nedenle Antalya, o nedenle Ankara, o nedenle irili ufaklı kıyı ilçeleri hedef tahtalarında. Hamsi yerine kılçıksız iri etli balık yemek istiyorlar. 

Ancak son kamuoyu anket sonuçlarının ortalamalarına göre işleri dünden daha zor görünüyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul mitingi de beklentilerini karşılamadı. Toplananların sayısı geçen yıla göre neredeyse yarı yarıya azalmış. Zaten kendisi de kürsüden bunu dile getirdi. Büyük sürpriz yaşayabilirler. Bu da tabi ki geleceğin siyasi şekillenmesinde önemli rol oynayabilir. Devasa oy depoları olan büyük kentleri kaybetmiş, kayıplara uğramış bir iktidarın önümüzdeki beş yılını rahat geçirmesi kolay olmayabilir.

O nedenle, bu seçimler evet iktidarı değiştirmeyecek ama onların aklını başına getirecek, silkelenmelerini sağlayacak bir uyarı niteliğine dönüşebilir de.  

31 Mart bu açıdan keskin bir son viraj!