"Adamın biri kendisine siyah bir çift ayakkabı almak için Rusya’da yeni açılan altı katlı mağazaya gitmiş. Birinci katta kendisini karşılayan görevli sormuş..." Oktay Pirim yazdı
Giderek yaygınlaşan CHP’li belediye başkanlarına ve yerel yöneticilere yönelik tutuklamalar, “Ne yapılmak isteniyor ve sonu nereye varacak” gibi soruları gündeme getiriyor.
Kimsenin herkesi tatmin edecek ortak bir yanıtı yok ve oluşan gerginlik ile siyasi üslupların sertleşmesi yüzünden ortalık toz duman.
İktidar cephesine göre CHP’li belediyelerde yolsuzluklar yapılıyor ve operasyonların ana nedeni buna dayanıyor. CHP ise tam aksini savunuyor ve Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkartılmasından sonra iktidarın düğmeye bastığını söylüyor. Yine CHP’ye göre, kaybedeceğini anlayan iktidar yıpratma ve yıldırma taktiği uyguluyor.
Tutuklamalara yönelik en çok itiraz edilen noktalar ise şunlar:
İfade daveti yerine gözaltı işlemlerinin sabah erken saatlerde yapılması…
Gözaltı sürelerinin uzun tutulması….
İddianamelerin hazırlanmasının uzun sürmesi…
Bazı tutukluların yaşadıkları kentlerden uzak illerdeki cezaevlerine nakledilmeleri…
Gözaltı işlemlerindeki görüntülerin medyaya servis edilmesi…
Önümüzdeki günlerde yeni yeni gözaltı dalgaları gelir mi bilemiyoruz ama yukarıdaki eleştiriler hep gündemde olmaya devam edecek.
Biliyorsunuz hiç beklenmedik şekilde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de gözaltına alınıp tutuklandı. Oğlu ve eski gelini hakkında medyaya yapılan açıklamaların tutuklanmasıyla ilgili bir bağlantısı var mı, onu da bilen yok. İddianame ile ileri sürülecek belge ve kanıtlar ortaya konulunca ancak öğrenilebilecek.
Adamın biri kendisine siyah bir çift ayakkabı almak için Rusya’da yeni açılan altı katlı mağazaya gitmiş. Birinci katta kendisini karşılayan görevli sormuş:
“Nasıl bir ayakkabı alacaksınız?”
Adam “siyah” deyince, birinci kata çıkmasını istemişler. Çıktığı yerde bir başka görevli ise şunu sormuş:
“Kaç numara?”
“38” deyince adamı üçüncü kata yönlendirmişler.
Her katta bir görevli adam ha bire geziyor, dayanamamış:
“Sadece bir ayakkabı alacağım, oradan oraya gezdiriyorsunuz.”
Görevli gururla şöyle demiş:
“Sen ayakkabıyı bırak organizasyon nasıl ama…”
