İsrail, İran’ı vurdu. Iran, İsrail’e karşılık verdi.

İran’ın askeri üsleri ağır hasar aldı. Komuta kademesi başta olmak üzere üst düzey sorumlulardan bazıları öldürüldü.

İsrail’in demir kubbesi delindi, çatıdan ölüm ve yıkım sızmaya başladı.

Ağır abi, ağır bombardıman uçaklarıyla ağırlığını koydu; nükleer maddeleri taşınmış olan nükleer tesisleri bombaladı. İran yönetimine ‘‘Onursuz olmasın aşk. Hatırın kalmasın, haydi bir yumruk da sen at’’ diyerek, boş askeri üssünü füzeletti.

İsrail saldırıda hedefin askeri tesisler olduğunu açıkladı ama sivil hayat da büyük darbe aldı. İran Sağlık Bakanlığı’na göre 600’ün üzerinde ölü, 5 bine yakın yaralı var.

İsrail’de de ölü sayısı İran kadar olmasa da hatırı sayılır düzeyde hasar oluştu.

Bu arada…

Petrolün varili 65 dolardan 75 dolara çıktı. Mazotun litresi 50 liradan 57 liraya yükseldi.

Ortalık duruldu, petrol eski düzeyine indi ama mazot hâlâ ‘‘basmadan giymem, yaylıdan inmem’’ diyor. Dövizin dizgini gevşetilerek 57’lik fiyata yeni gerekçe yaratılıyor.

Ayın sonuna geldik bitti, TÜİK maaş zamlarının anahtarı durumundaki enflasyon oranını belirleyecek. İlgili kurumlar-kuruluşlar açlık, yoksulluk sınırlarının yeni düzeylerini açıkladı.

Zeytin ağaçlarının köküne kibrit suyu salınmak üzere.

İfade özgürlüğü mengenede sıkıştırılmaya devam ediliyor; demokrasinin, hukukun temel ilkelerine aykırı iktidar işlemlerine muhalefet eden gazetecilere tutuklama, kanallara ceza yağdırılıyor.

CHP’nin ‘‘Ya hep beraber, ya hiçbirimiz eylemleri’’ artan ilgiyle sürüyor…

Enflasyon, açlık, yoksulluk, hukuk dışılık gibi konuların gündemdeki yeri genişleyince bir yerden bir düğmeye basılıyor.

Birden…

Ortaya bir fırlama oluyor; CHP’nin sahibi sahipsizliği, kayyum mayyum gibi saçmalıklar konuşulmaya başlanıyor. Sanki mevcut yasalara uyuluyor da öngörülen karara göre pozisyon alınıp hazırlıklar yapılıyor.

Öncelikle şu unutulmamalı: 100 küsur yıllık bir parti kimsenin babasının ya da kendisinin malı değildir. Hele de o parti sayesinde kariyer yapıp siyasi kimlik, tanınırlık kazananların hiç değildir.

Ortada saçma sapan bir soruşturma, saçma sapan bir dava var. Asıl konu, saçmalıkları elinin tersiyle ittirecek cesaretin varlığı ya da yokluğu…

[email protected]