Kentin doğu kıyısı olan Lara’nın ortası sayılacak noktada, Eski Lara Yolu ile İsmet Gökşen Caddesi arasında dört parçalı bir beton kütlesi yükseliyor: La Mare Lara…
Antalya’nın bağrına, böğrüne birbiri ardına beton süngüler saplamaya devam ediliyor. 1990’lı yıllarda falezlerin üstüne çöreklenmeyle başlayan imar rantı furyası, dönüşüm ya da başkaca oyunlarla sürüyor.
Kendin doğu kıyısı olan Lara’nın ortası sayılacak noktada, Eski Lara Yolu ile İsmet Gökşen Caddesi arasında dört parçalı bir beton kütlesi yükseliyor: La Mare Lara…
Laura kavşağından biraz batıya uzanıp sonra hafif kuzeye kıvrılan İsmet Gökşen Caddesi’nde yürüdüğünüzde, Beydağlarının günün saatine, havanın açıklık kapalılık durumuna göre oluşturduğu muhteşem güzelliklerde ruhunuz dinlenirdi. Şimdi caddenin yön değiştirdiği köşede yükselen ucube kütle, o doğal güzelliğin önünde bir perde.
Saymadım ama dükkan katlarıyla arkadan 20 kata yakın. Kat yükseklikleri ortalama 3 metre olsa, yaklaşık 60 metre eder. Önden daha da yüksek olabilir.
Bir süre önce, Muratpaşa Belediyesi’ndeki bana cevap verebilecek tanıdıklardan birini aradım. Sitem ederek, ‘‘Lara’da La Mare diye bir site yükseliyor. Antalya’nın sol göğsüne süngü gibi saplanmış. Bu nasıl şehircilik, nasıl sosyal demokratlık? Bu izinleri kim, nasıl veriyor’’ diye söylenmeye başladım.
Benim sitemleri sakin sakin dinleyen arkadaş, ‘‘Ona imar iznini Muratpaşa Belediyesi vermedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın izniyle yapılıyor’’ dedi, yaşanan süreci anlattı.
Belediyelerin izinleriyle kondurulan ve kondurulacak olanları düşündüm; Rixos Çağlayan Residence binası, Kepez’de dört kat sınırı olan bölgede 15 katlı ‘‘residence’’ projesi vs…
Sonra internette La Mare Lara’yı araştırmaya başladım; Ankara ile iş tutarak Antalya’ya bu kötülüğü yapanlar kimlerdir, Antalya sivil toplum kuruluşlarından, Antalya siyaset çevrelerinden ne tepkiler gelmiş, kent medyasında ne tür eleştiriler dile getirilmiş diye baktım.
Yapımcı firma olarak ‘‘RGroup’’ ve ‘’Aderan Global’’ isimleri karşıma çıktı.
Eleştiri olarak hiçbir kesimden, kişiden, kuruluştan tek bir açıklama göremedim. Siyaset dünyasından tek kelime eden olmamış ya da Antalya medyasında yer bulmamış.
Yılları Antalya’da geçmiş, bölgenin girdisini çıktısını, kimin elinin kimin cebinde ve kimin kiminle kol kola ya da karşı karşıya olduğunu çok iyi bilen ‘‘medya duayenleri’’nden de ses soluk çıkmamış.
Tüm yazılıp çizilenler övgü ve satılık ilanlarından ibaret. ‘‘Antalya’ya değer katacak proje’’ gibi laflar ediliyor.
La Mare konusu, tam bir rant paylaşımı doğrusu...
Bu toprakların taşı ağacı, kurdu kuşu, çalısı çırpısı, insanı ve her türden değeri için savaşım veren arkadaşımız Yusuf Yavuz günlerdir Antalya Yat Limanı’ndaki Mermerli Plajı ile ilgili usulsüzlükleri, yolsuzluk iddia ve imalarını yazıyor. Son haberinde, bütün bunlara Antalya’nın Ankara’daki sesi soluğu olması gereken milletvekillerinin suskunluğuna dikkati çekiyor.
Haberi okuyunca, La Mare Lara sessizliğini anımsayıp anlatmak istedim.
Antalya’nın iş ve siyaset dünyasında, eski dilde ‘‘zımni’’ denilen, suskunluğa dayalı, üstü kapalı bir anlaşma var sanki. Paylaşım yoksa bile dilsiz şeytan olmak, üç maymunu oynamak gibi…