Avrupa’nın önde gelen medyasına baktım, bizi yere göğe sığdıramıyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan büyük yara almış, sarı kart yemiş ve eski gücünü yitirmeye başlamış. Bu yönde yorumlar yapılıyor ve sosyal demokratların yerel yönetimlerdeki başarılarından övgü ile söz ediliyor. Aslında o yorumlar şaşkınlık da içeriyor.

Çünkü AB ülkelerinde sosyal demokratlar yükselip iktidarları paylaşırken bizler muhafazakâr ve İslami referanslı partileri iş başına getirdik. Onlar milliyetçi partilere prim verirken hatta faşizme kayıştan endişe ederken bu kez biz sosyal demokratlara yerel yönetimleri emanet ettik. Ne kadar tuhaf bir iş yaptığımızı bu yüzden anlamaya çalışıyorlar ve herhalde içlerinden “Bu Türkler çıldırmış olmalı” diye geçiriyorlar.

Tabi şimdi biz de kazanan da kaybeden de durumu anlamaya, sonuçlar çıkartmaya, böylesine büyük bir başarıyı sağlayan CHP’nin hangi taktikleri izlediğini öğrenmeye çalışıyoruz. Evet nasıl oldu da CHP birinci parti oluverdi ve iktidarın ele geçirmek için büyük mücadele verdiği büyük şehirleri kazandı.

Genel değerlendirmelerde ana nedenin yoksulluk, gelir yoksunluğu, emeklilerin durumu, kibir, halktan kopma gibi gerekçeler öne sürülüyor. Elbette bunlar ağırlıklı olarak etkili oldu ama göz ardı edilmemesi gereken başka faktörler de sandığa yansımış gibi görünüyor. Halkımızın üzerinde hassasiyetle durduğu güvenlik konusu mesela. Son yıllarda Cumhuriyet ilkelerine ve Atatürk’e yönelik rahatsız edici çabalar, gerici ve şeriat yanlısı kimilerinin milletvekili olarak parlamentoya taşınması ve bu konuda AKP’nin sessiz kalması halkı rahatsız etmemiş mi sanıyorsunuz. Ve tabi ki herkesin bildiği ve yakındığı diğer temel kaygılar.

Ne var ki, bunların yanı sıra AKP gidişatı iyi okuyamadı. Sanıldı ki, kendisine sağlanan kesintisiz medya desteğiyle başarı kendiliğinden gelecekti. Yani halk kuzu kuzu gidip onlara oy verecekti. Kendilerine açık destek veren onlarca televizyon kanalı, o kanallara çıkan yağdanlıklar, binlerce paralı trol bile başarı getiremedi, aksine ters tepkiler gördü.

Oysa artık bilgi çağındayız. Yapay zekâ ortalığı kasıp kavuruyor. Kimse doğru dürüst televizyon izlemiyor. Varsa yoksa sosyal medya ve internet. Anında her şey ortalığa saçılıyor, yorumlar yapılıyor, videolar yayımlanıyor. Sokakta, otobüste, seyahatte nerede olursanız olun cep telefonları aracılığıyla her şeyi öğrenebiliyorsunuz. Bir iki muhalifin dışında yandaş televizyonlarda göremezsiniz, ama ucuz et ve ucuz ekmek kuyruklarındaki insanların çocukları sosyal medyada insanın onurunu zedeleyen o görüntüleri kavrayabildiler.  Pazardan atık toplayan, emekli maaşı ile geçinemediği için evlatlarından para isteyen gözü yaşlı insanların çocukları da o sosyal medya ortamlarında bu fotoğrafları, videoları seyrettiler. Ve sonunda değişime karar verdiler. Bu tablonun böyle devam etmemesi gerektiği yönünde oylarını kullandılar, analarını, babalarını etkilediler.

Bunu de en iyi bana göre CHP anladı.  Doğanın temel kuralı değişim ve dönüşüme dayanır. Önce genel başkanları başta olmak üzere tüm kadrolarını gençleştirdiler. Meydanlara çıkıp halkla buluştular, onlara sıcak yaklaştılar ve başarıya uzandılar. Bugün çok sayıda genç kadın belediye başkanları var. Rakiplerine büyük farklar atan Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları var.

Önümüzdeki süreçte AKP’nin durumu değerlendirip gereğini yapacağı yolunda açıklamalar ve yorumlar okuyoruz. İyi olur. Ülkemizi neden dibe oturttuklarını ve Atatürk’ten sonra belimizi niye doğrultamadığımızın nedenlerini de umarım bulurlar. Ulusal gelirimizin artmasına rağmen niye sürekli fakirleştiğimizin de tatmin edici izahı yaparlar.

Ama bir şey söyleyeyim: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Nehirler ters akmaz. Ağır tonajlı bir kuşak bundan böyle siyaset kulvarında rol alamaz. Ne dediğini sadece kendisi anlayabilen çok bilmiş siyasetçilerle yol alınamaz. Yani özellikle yenilmiş ve sandıktan yara alarak çıkmış partilerin liderleri ve yönetim kadroları istedikleri kadar makyaj yapsınlar boşuna çaba harcamış olurlar, hiç zahmet edip yorulmasınlar. Kendilerini imha edip oyundan çekilsinler. Çünkü gençlik denilen büyük bir ateşin kıvılcımları yanmaya başladı!

[email protected]