Baro açıklamasında, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın sosyal medya hesabından yaptığı “Suyun ısındı Fatih” paylaşımının hemen ardından gelen gözaltı kararının, yargı süreçlerine yapılan siyasi müdahalelerin açık bir örneği olduğuna dikkat çekildi.

“Polis devletinde bir tutuklama gerekçesi: ‘Suyunun ısınması.’ Hukuk devletinde yeri olmayan bu keyfiyet, belirlilik, öngörülebilirlik ve orantılılık ilkelerine aykırıdır.” – Antalya Barosu

"Keyfi gözaltı açıkça hukuka aykırıdır"
Baro, kimliği bilinen ve kamuoyunca tanınan bir gazetecinin CMK 98’e göre çağrı usulüyle ifadeye çağrılması gerekirken doğrudan gözaltına alınmasının usul hukukuna açıkça aykırı olduğunu belirtti.

Ayrıca açıklamada, ifade özgürlüğünün yalnızca “hoşa giden” değil, rahatsız edici, sert ve eleştirel ifadeleri de kapsadığı vurgulandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfla, kişilere doğrudan tehdit ya da hakaret içermeyen açıklamaların suç sayılmaması gerektiği ifade edildi.

“Gazeteci Fatih Altaylı’nın ifadeleri, TCK 310/2 kapsamında yorumlanamaz; Anayasa'nın 38. maddesi gereği kıyas yoluyla suç oluşturulamaz.”

“İfade özgürlüğü değil, Anayasasızlaştırma süreci”
Antalya Barosu, son dönemde yaşanan hak ihlallerinin sistematik hale geldiğini savunarak, bu durumu “Anayasasızlaştırma” süreci olarak tanımladı. Türkiye’nin 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 158. sırada yer aldığı hatırlatılarak, ifade hürriyetinin ve basın özgürlüğünün giderek daraldığı vurgulandı.

Baro, CMK 100’e göre tutuklama için gerekli şartların oluşmadığını, gözaltının da tutuklamanın da temel hak ihlali anlamına geldiğini kaydetti. Açıklamada, Anayasa ve evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde yargı bağımsızlığının savunulmaya devam edileceği bildirildi.

“Antalya Barosu olarak, bu durumu kabul etmediğimizi, temel hak ve hürriyetleri sonuna kadar savunacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz.”

a

Muhabir: Ece Güneş