Bugün 30 Mart 2024, yarın yerel seçim için sandık başına gidiyoruz.

Adı üstünde ‘‘yerel seçim’’; belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri, ‘‘bütünşehir’’ olamamış illerde il genel meclisi üyeleri, bir de muhtarlar seçilecek. Yani iktidar (merkezi yönetim) değişmeyecek ya da TBMM’de çoğunluk muhalefete geçmeyecek.

Peki niye, bakanlar başta olmak üzere iktidar mensupları devletin tüm olanaklarını ve gücünü kullanarak tam saha gövde gösterisi yapıyor?

Niye, sözde de olsa ‘‘tarafsız’’ denilen cumhurbaşkanı neredeyse tüm mesaisini AKP belediye başkanı adaylarının propagandasına harcıyor?

Niye bazı adaylar, kendilerini ‘‘AK Parti adayı’’ değil de ‘‘Cumhur İttifakı adayı’’ diye tanıtıyor?

Bunun tek nedeni var. İktidar her ne kadar ‘‘uçuyoruz, koşuyoruz, Ay’a bir iki’’ dese de 22 yılın sonunun hüsran olduğunu biliyor. Ekonomi, hukuk, eğitim, siyasal sistem, çevre, şehirleşme; aklınıza gelen tüm alanlarda bir çöküntü olduğunun farkında.

Ancak bunların karşılığı olarak ihtar yemek istemiyor.

Çünkü…

Bu açmazdan çıkmanın zor ve ağır bir faturası olacağını gayet açık seçik görüyor. Ancak bu faturayı adil şekilde paylaştırmak yerine, zaten ezilip una dönmüş olan çoğunluğa, orta ve alt gelir grubuna yıkmak istiyor. Bu da iğneden ipliğe vergi demek.

İktidarın bunu yapabilmesi için, en azından son genel seçimdeki oy oranlarını koruması gerekiyor. Bu yüzden devletin tüm olanaklarını kullanarak sahadalar.

İhtar gelirse faturayı biraz daha adil paylaştırmak zorunda kalacaklar. Fatura adil paylaşılsa ne olur?

Herkesten gelirine ve servetine göre vergi alınır. Üst dilimleri yükseltilmiş kademeli bir veraset ve servet vergisi, aynı şekilde gelir vergisi getirilir. Zenginliğin çoğuna sahip olan, milli gelirden aslan payını alan mutlu azınlığa dokunulur. En azından ekmek, bebek bezi ve maması gibi temel ihtiyaç mallarına el uzatılmaz…

Bunun örnekleri var. Dünya Savaşları sonunda Amerika’da ve Avrupa’da uygulanmış. En zengin yüzden 10’luk kesimden yüzde 90’lara varan miras ve servet vergileri alınmış.

Bu yazıyı okuduğunda henüz sandığa gitmediysen, bu soruların cevabını bir düşün. Sonra kararını kesinleştir ve oyunu ver.

Düşünürken ‘‘başkanı iktidar partisinden seçersek bizim yol daha çabuk yapılır, iki kamyon asfalt fazla dökülür’’ gibi haysiyetsizce bir hesaba girme.

Yahya Kemal, ‘‘Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç/ Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!’’ ama henüz oyunu kullanmadıysan vakit var. Son faslın nasıl geçeceğini belirlemek senin elinde…

[email protected]