Guillaume Pitron, Fransız gazeteci, yazar, belgesel yapımcısıdır. Emtia kaynakları ve emtia kullanımı ile ilgili ekonomik, siyasi, çevresel konulardaki çalışmalarıyla tanındı. Bu alandaki araştırmalarını "Nadir Metaller Savaşı: Enerji Geçişinin ve Dijitalleşmenin Karanlık Yüzü" adıyla kitaplaştırdı.
Pitron daha sonra, dijital dünyanın görünmeyen-bilinmeyen yüzüne eğildi. İki yıl boyunca dört kıtada yaptığı titiz araştırmalar sonunda ‘‘Dijital Cehennem: Like’ın Ucunda Yolculuk’’ adlı kitabını yazdı. ‘‘Sanal’’ denilen dijital dünyanın aslında sandığımızdan çok daha fazla somut ve maliyetli olduğunu gözler önüne serdi.
‘‘Dijital Cehennem’’de ‘‘Dijital Altyapıların Jeopolitiği’’ başlıklı bir bölüm var.
Bu bölümde, cebimizdeki telefondan alınan konum bilgisi ya da herhangi bir mesajımızın yolculuğu özetleniyor. Bu işleyişin gerektirdiği altyapı ile o altyapının güvenliği anlatılıyor:
‘‘Kısacası dijital dünya her şeyi maddeden arındırma kisvesi altında edimlerimizi iki kere maddileştiriyor. Madde ise bir yerde bulunmak, bir yeri işgal etmek dolayısıyla güç ilişkileri, jeopolitik demektir. Dünyanın el değmemiş hangi bölgeleri iletişim otoyollarının yeni merkezleri haline gelecek? Buraları hangi devletler ya da şirketler kontrol edecek? Güvenlikleri, gerekirse hangi askeri araçlarla sağlanacak?’’
Bu soruların ardından şu bilgiler veriliyor:
‘‘2020 yılı nisan ayında Telecom Egypt (Mısır Telekom şirketi) merkezine yıldırım düşmüş gibi olur: İsrail basınına göre Google ve diğer Telekom operatörleri Bombay (Hindistan) ile Cenova )İtalya) arasında Blue Raman adı verilen ve Süveyş Kanalı’nın etrafından dolaşan yeni bir kablo döşeyeceklerdir.’’
Veri iletimi açısından Asya ile Avrupa arasındaki en kısa yolun Süveyş Kanalı’ndan geçmeyi gerektirdiği, ancak Mısır’ın bunu fırsat bilip operatörlerden milyonlarca dolar istediği, istenen kiranın bu hattın kullanımını çok pahalı hale getirdiği, gelişen denizaltı kablo sanayisi sayesinde daha ucuza mal edilecek yeni hattın kaçınılmaz olduğu anlatılıyor:
‘‘Google’ın öngördüğü gibi Blue-Raman yolunun, komşuları tarafından resmen tanınmayan İsrail devletinden geçirileceği anlamına gelmiyor. Çokuluslu şirket, olabildiğince az sayıda Arap başkentini gücendirmek amacıyla bir çözüm buldu: Blue-Raman’ın ilk bölümü Hindistan’ı Suudi Arabistan üzerinden Ürdün’e bağlayacak. Bu noktada sinyal başka bir kabloya aktarılıp İsrail üzerinden İtalya’ya ulaştırılacak. Böylece Suudi Arabistan, Yahudi devletiyle masaya oturmadığına yemin edebilecektir.
İsrail üzerinden geçecek olan yolun yararlı yanları iletim maliyetini yüzde 50 düşürmek ve gecikmeyi biraz daha azaltmak dışında, bilişim otoyollarını çeşitlendirmek olacaktır. Google verileri Mısır’ın vurduğu kilidin insafına terk etmeyecek, veri değiş tokuşunun güvenliğini sağlayacaktır.
Yine aynı nedenlerden ötürü, büyük ölçüde Vodefone tarafından işletilecek olan müstakbel Europe-Persia Express Gateway (EPEG) hattı, yine Kahire’nin büyük hoşnutsuzluğuna yol açacak şekilde İran’dan geçecektir.
Dolayısıyla optik devrelerin dünya genelindeki dağılımı yeni bir jeopolitiği ortaya koymakta, bölgeler ve devletler elverişli konumda bulunmaktan çıkar sağlamaktadır…’’
İsrail, Gazze’den sonra Lübnan’a yürüdü. Suriye ve İran’a da saldırabileceği konuşuluyor. Ortadoğu’daki büyüyen ateşe bir de ‘‘Dijital Altyapıların Jeopolitiği’’ açısından mı bakmalı?