5 Temmuz’da Başkan Muhittin Böcek’in gözaltına alınması ve tutuklanmasının ardından partisi CHP'nin adayı olarak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili seçilen Büşra Özdemir Antalya'da bir turizm sezonunu ardında bırakırken, yangın gibi felaketlerde kiriz yönetimiyle beraber, ardı ardına gelen soruşturma, personel gözaltıları ve denetimlerle devam eden baskılı bir mesai ortamında devam ettirilmesi gereken hizmetleri omuzlayan Özdemir, yaşadığı süreci ve yapmak istediklerini ilk kez Tele 1’de anlattı

“Bu partinin afişini dağıtmış, mutfağına girmiş bir üyesiyim”

Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, Tele 1’de katıldığı Akdeniz Saati programında kendini tanıtarak yerel yönetimlerdeki geçmişine değindi. Özdemir, “12 yıldır belediyeciliğin her alanında komisyon başkanlığı, encümen üyeliği, divan katipliği yaptım. Son yedi yıldır Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliği görevini yürütüyorum. CHP ilçe başkanlığı yapmış bir babanın kızıyım, siyasetin içinde doğdum, bu partinin bayrağını asmış, afişini dağıtmış, mutfağına girip çay bardağını yıkamış bir üyesiyim” dedi.

“Bu görev verildi, kaçma şansım yoktu”

Özdemir görevi kabul sürecini şöyle anlattı: “Bazı görevler istenmez. Bu görev verildi. Ben ‘bu görevi yapamam’ deyip kaçamam deme imkanınız yok. Başkanımızın bu kente bakışını biliyordum. Bu görev de partim tarafından bana verilince kabul etmeme şansım yoktu.” Ayrıca, “11 Temmuz itibariyle ilk turda nitelikli çoğunlukla seçildim. Örgütümüzün tam desteği ile bu göreve geldik” diye ekledi. Özdemir, Muhittin Böcek ile geçmişteki ekip arkadaşlığına dair, “Başkanımızla 12 yıllık bir yol arkadaşlığımız var. Uyumlu bir ekiple, örgütümüzle, meclis üyelerimizle oluşturulan kaos ortamından hizmet ürettik” dedi.

“Antalya da Türkiye de bir an önce normalleşmeli”

Özdemir, Böcek’in tutukluluğu konusunda şu ifadeleri kullandı: “Ömrünün yarısını bu şehre hizmete adamış belediye başkanımız tutuklu. Biz seçilmişler yargılanmasın demiyoruz ama peşinen cezaya dönüşmüş bir yargıyla karşı karşıyayız.” Ayrıca, “Kalp, akciğer, şeker, tansiyon hastalığı ile mücadele eden bir insan cezaevi koşullarında daha da zorlanır. Mahkumiyet için somut, kesin, inandırıcı deliller bulunması gerekiyor” dedi.

Ülke ve Antalya’nın normalleşmeye ihtiyacına dikkat çeken Özdemir, “Şehirdeki turizm ve ticaret için de bu normalleşmeye ihtiyacımız var. Ülkemiz yabancı misafir sayısı ile dünyada beşinci destinasyon. Antalya Kanarya Adaları’ndan sonra en çok gecelemenin gerçekleştiği ikinci destinasyon. Ancak 2025 yılı uyarı yılı oldu. Rakamların ve istatistiklerin duraksamaya başladığı bir dönem yaşadık. Hem Antalya'nın hem Türkiye'nin normalleşmeye ihtiyacı var. Ticaret ilerleyemiyor çünkü toplumda tedirginlik var. Bunun önüne geçmek için tutuksuz yargılamanın başlaması, iddianamelerin düzenlenmesi ve normalleşmeye geçmeye gerek var" değerlendirmesini yaptı.

“Zincir marketler 20 metre arayla açılıyor, esnafı bitiriyor”
“Zincir marketler 20 metre arayla açılıyor, esnafı bitiriyor”
İçeriği Görüntüle

“Zor bir dönem evet ama ekip çalışması ile ayaktayız”

Özdemir, göreve geldiğinde yaşadığı zorlukları samimi şekilde dile getirdi: Meclis üyeliği ile bir anda vekaletin başkanlık görevi birbirinden bambaşka sorumluluklar getiriyor. Ben Muhittin Başkan’ı çok iyi tanıyorum, kente hizmete bakış açısını biliyorum, ekibini çok iyi tanıyorum. Bizim avantajımız birbirini iyi tanıyan uyumlu ekiple çalışmak oldu. Hizmette bir gün geri kalmadan bir sürece başladık.”

Süreç boyunca ağır itibar suikastlarının yürütüldüğünü söyleyen Özdemir “Başkanımıza yönelik yürütülen itibar suikastı ve algı yönetimi çabaları, bir yandan bunlarla mücadele etmek çok zorlayıcı" dedi Türkiye'nin geçmişte yaşadığı Ergenekon Davaları'na değinen Özdemir " Bu ülkede Genelkurmay Başkanı terör örgütü elebaşılığından yargılandı" hatırlatmasını yaptı.

Denetim baskısı ile belediyede farklı bir çok kurumla mesainin arttığına işaret eden Özdemir, “Biz göreve geldiğimizde Sayıştay denetiminin, savcılığın, emniyet soruşturmalarının içinde bulduk kendimizi. Zor bir süreç mi? Evet zor ama bizim hesabını veremeyeceğimiz bir durum yok” diye belirtti.

Kişisel zorlukları da paylaşan Özdemir, “Kızıma daha az vakit ayırıyorum, onunla da kaliteli zaman geçirmeye çalışıyorum. Ama kente bir sorumluluğumuz var. Bir emanete gözümüz gibi bakmamız gerekiyor” diye vurguladı.

Zorluklar karşısında birbirini uzun zamandır tanıyan ve uyumlu çalışan bir ekiple aştıklarını belirten Özdemir, "Başkanımız göreve dönene kadar bu sorumluluğu taşımaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Ulaşım Antalya’nın en büyük ihtiyacı”

Ulaşım yatırımlarına dair Özdemir, “2026’da 4. etap raylı sistemi hizmete almayı hedefliyoruz. Bu kentin en büyük ihtiyacı ulaşım. Stratejik planı önümüze koyduk. Kısa orta ve uzun vadede yapmamız gerekenleri çalıştırdı. 3 etap yaylı sistem tamamlandı. 4. Etap yaylı sistem ihalesi tamamlanmıştı, Cumhurbaşkanlığı tarafından yatırım programına alınması ile 2026’da hizmete başlayabileceğimizi düşünüyoruz. 2024 sürdürülebilir kentsel ulaşım planı için çalışıyoruz. Bu kentin en büyük ihtiyacı ulaşım. Bu sadece yerel yönetimlerin çabası ile olabilecek bir süreç değil. Bunun için hem yerel hem merkezi yönetimle iş birliği şart” dedi.

Muhalefetteki AK Parti ile yaşanan çekişmelere dair Özdemir, “Ulaşım konusunda siyasi çekişmeler Antalya’nın önünü tıkıyor. Muhalefetle birlikte çalışabileceğimiz bir alan var, ancak buna hazır olmaları gerekiyor. Biz her zaman diyalogdan yanayız. Antalya’nın ulaşım sorununu partiler üstü görmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

Altyapı çalışmaları konusunda ise, “Vatandaşlarımız yollardaki kazılardan, altyapı yatırımların yarattığı tozdan, kirden şikâyetçi. Ama biz 70’lerden kalma, sağlıksız, asbestli boruları değiştiriyoruz. Bu, zor ve riskli bir süreç ama yapmak zorundayız” dedi.

“12 ay yaşayan bir şehir olmayı hedefliyoruz”

Kültürel çalışmalara dair Özdemir, “Mevsimselliği kırarak 12 ay yaşayan bir şehir olması için festivalleri ve kültürel etkinlikleri artırıyoruz” dedi. Kitap Fuarı ile ilgili olarak ise, “3-15 Ekim tarihleri arasında 15. Antalya Kitap Fuarımız var. Türkiye’nin en büyük kitap fuarlarından biri. Onur konuğumuz Zülfü Livaneli olacak. 260 yayınevi katılımıyla harika bir 10 gün bekliyoruz” diye konuştu.

Muhabir: Ece Güneş