Yıllardır İsviçre, Romanya, İspanya, Portekiz, Fransa, İtalya’da tarım üreticileriyle görüşmelerde toprak fiyatlarını birinci elden öğrenir, her defasında şaşkınlık yaşarım. Son olarak İtalya’da, gelişmiş bir bölgedeki zeytin ve zeytin yağı üreticisi, hektar fiyatının 4500 Euro olduğunu söylediğinde aynı şeyi yaşadım.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi, bölgeler düzeyinde tarım arazisi fiyatlarını yayınladı. Tabloda, Avrupa’da arazi fiyatının en yüksek olduğu ülkenin Hollanda olduğu görülüyor, bu da doğal.

AVRUPA ÜLKELERİNDE TARIM ARAZİSİ FİYATLARI (EURO/HEKTAR)

Column1

En yüksek fiyat

En düşük fiyat

Ortalama fiyat

TL Ortalama fiyat

Hollanda

178.093

73.325

91.154

4.101.930

Avusturya

189.000

21.100

37.900

1.705.500

İrlanda

39.896

25.919

35.143

1.581.435

Slovenya

46.940

22.482

26.521

1.193.442

Danimarka

25.738

19.832

21.421

963.926

Yunanistan

81.854

6.680

13.979

629.060

Polonya

18.764

7.649

13.906

625.789

Çek Cumhuriyeti

14.743

13.024

13.791

620.610

İspanya

148.247

5.911

12.421

558.952

İsveç

21.762

1.951

10.785

485.329

Finlandiya

13.864

5.686

8.877

399.465

Romanya

12.404

7.137

8.414

378.652

Bulgaristan

12.784

3.456

8.215

369.677

Fransa

14.230

2.580

6.200

279.000

Macaristan

6.496

3.990

5.936

267.136

Slovakya

6.241

3.456

5.189

233.510

Hırvatistan

6.415

3.856

4.491

202.106

Kaynak:Eurostat

Türkiye’de bu konuda resmi veri yok. Ancak hepimizin arazi fiyatlarıyla ilgisi bilgisi vardır, satılık arazi ilanlarında fiyatları görebiliyoruz, tablodaki en sağ sütundaki TL fiyatlarla karşılaştırma hemen yapılabilir. Türkiye’de satılık arazi ilanlarına bakıldığında Avrupa fiyatlarına arazi bulmanın neredeyse olanaksız olduğu görülür. Türkiye, tarım arazisi fiyatında Avrupa’da yalnızca Hollanda ile karşılaştırılabilir.

Hollanda ile karşılaştırılabilir arazi fiyatlarıyla Türkiye refaha kavuşamaz, tarımda, sanayide, turizmde rekabet edemez. Bu arazi fiyatı, dolayısıyla arsa fiyatlarıyla Türkiye konut sorununu da çözemez. Bu yapı, insanın ve emeğin ucuz olmasına neden olur, nitekim yaşadığımız budur.

Peki, neden?

Türkiye’de toprak kıt ve değerli olduğu için mi fiyatlar yüksek? Hayır, tam tersine, toprak değersiz olduğu için böyle.

Değerlerimizle birlikte toprağımızın manevi değerini de yitirdik. Her şey gibi toprağa, dağa, taşa, ağaca da baktığımızda para görüyoruz.

Biraz teknik düzeyde konuşalım:

-Arazi fiyatları yüksekliğinin bir nedeni Türkiye’nin tarım devleti aşamasından sanayi devleti aşamasına geçememiş olmasıdır.

-Toprağa saygımız yoktur, kolay yağmalayabiliyoruz. Tarım arazisi aslında tarım arazisi değildir, potansiyel konut, otel, AVM, fabrika, depo, maden arsası veya arazisidir. İmar veya ruhsat kuşunun ne zaman kime geleceği belli olmaz.

-Türkiye’de toprağın ve tarımsal alanın kamusal sahibi yoktur. Araziler üzerinde farklı bakanlıklar farklı yetkilere sahiptir. Tarım Bakanlığı alan yönetimi yapacak yapıda değildir. Ülkemizde yerel yönetim gerçek anlamda yerel yönetim değildir. Toprağına, üretimine, ürününe sahip çıkacak kültür ve sivil örgüt de yoktur. Avrupa ülkelerinde toprak alımı, sahipliği ve kullanımı bölge toprak kurumunun ilke ve kurallarına bağlı olmak durumundadır. İlgili kurum, toprağın neden alındığına, ne yapılacağına, aşırı toprak mülkiyeti olup olmadığına veya yetersiz ölçek durumuna bakarak onay vermektedir. Bizde sahipsizlik sorunu, Avrupa’da fazla sahip ve sahiplenme sorunu yaşanmaktadır.

-Türkiye’de tarım arazisi vergisiz varlık, servettir, konut gibi yatırım aracıdır. İşlenmeyen arazilerin sahibine maliyeti yoktur.

-Köylünün bir kısmı zorunlu olarak tarım yapmaktadır. Düşük faizli kredi almak için veya öylesine, yan-faaliyet olsun diye tarım yapan da vardır. Yoksullaştıran büyüme modeline göre tarım yapan vardır. Yazlık yapmak için tarım yapar görünen de vardır.

-Tarımla ilgili sayılan kuruluşlarımız, yapısal sorunlara karışmak yerine aksesuar işlerle ilgilidir. Toplum kalkınması ve refahı öncelikli değildir.

Uzatmayalım. Yapılması gerekenler bellidir, ama yapılamaz. Türkiye’de ekonomi politikasının temel hedefleri ekonomik değildir.

Ayrıca bir sorun önce uygulama sorunudur, sonra politika sorunu, sonra kurumsal sorun, sonra kültürel sorun haline gelir. İlk düzeylerde çözüm kolaydır, sonraki düzeylerde zordur. Yazsak olmuyor, yazmasak olmuyor.

Muhabir: Ece Güneş