Margaret Ross Tolbert’in öncülüğünde yürütülen Proje Su, Akdeniz’in kadim su kaynaklarını sanat, bilim ve kültürel hafızayla buluşturuyor. 10 yıllık saha çalışmaları sonucu hazırlanan kitabın ardından, bölgedeki çevresel tehditlere dikkat çeken sergi ve etkinlikler de yolda.

Amerikalı ressam ve çevre aktivisti Margaret Ross Tolbert tarafından başlatılan Proje Su (Project Water: Leto Joins the Springs), Türkiye’nin Akdeniz kıyılarına yayılan antik Likya coğrafyasındaki su kaynaklarını sanat, bilim ve mitolojiyle harmanlayan bir çevre projesi olarak hayata geçti.

Yaklaşık 10 yıldır sürdürülen saha çalışmaları sonucunda ortaya çıkan iki dilli kitap, "Proje Su / Water Project: Leto Joins the Springs", 2024 sonunda yayımlandı. Kitapta Tolbert’in resimlerinin yanı sıra ABD ve Türkiye'den sanatçılar, gazeteciler ve bilim insanlarının metinleri, haritalar ve görsel belgeler de yer alıyor. Projeye gazeteci-yazar Yusuf Yavuz yazılarıyla katkıda bulunurken, Hidrojeolog Prof. Dr. Can Denizman da danışmanlık desteği verdi.

Proje, sadece geçmişin su kültürünü belgelemekle kalmıyor; aynı zamanda günümüzün en büyük çevresel sorunlarından biri olan su krizine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Tolbert’in önceki Florida merkezli Aquiferious projesinden ilhamla geliştirilen çalışma, insanları yeraltı su yollarına ve doğal kaynaklara karşı yeni bir farkındalığa davet ediyor.

Antalya, organ bağışında Türkiye lideri oldu
Antalya, organ bağışında Türkiye lideri oldu
İçeriği Görüntüle

Mitolojiden Günümüze Su Yolculuğu

Proje kapsamında Antalya, Isparta, Burdur ve Muğla illerinde binlerce kilometrelik yolculuklar yapıldı. Likya uygarlığının doğduğu Teke Yarımadası’ndaki antik nehirler, su yapıları ve kutsal alanlar tek tek kayıt altına alındı.

Kitapta, Kırkgöz, Aksu, Köprüçay, Demre ve Eşen çayları, bu nehirlerin çevresindeki antik kentler, mitolojik anlatılar ve halk söylenceleriyle birlikte derinlikli biçimde işleniyor. Projenin ilham kaynağı olan Tanrıça Leto’nun, çocukları Apollon ve Artemis’i Eşen Çayı kıyısında doğurduğuna inanılan efsane de kitaba ismini veriyor.

Tarihi Miras Tehlikede: Otoyol Projesi Endişe Yaratıyor

Ancak Proje Su’nun haritasını çizdiği bu kadim su yolları ve kültürel peyzaj, bugün ciddi bir tehditle karşı karşıya. Finike-Demre-Kaş-Kalkan Otoyolu Projesi, bölgedeki çok sayıda arkeolojik ve doğal sit alanının tam ortasından geçiyor.

17 Ocak 2024 tarihinde "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilen projeyle, mevcut karayolunun yerine 4 şeritli yeni bir otoyol inşa edilmesi planlanıyor. Oysa mevcut yol hali hazırda ulaşımı sağlıyor ve yöre halkı yeni proje yerine mevcut yolun iyileştirilmesini talep ediyor.

Yeni güzergâh, Myra Antik Kenti, Sura, Kyaneai, Phellos, Kalamaki, Hoyran, Beymelek ve Ksantos Vadisi gibi çok sayıda arkeolojik alanı etkiliyor. Özellikle Demre Çayı Vadisi üzerinde bulunan antik su kanallarının bulunduğu kayalık alanda yapılması planlanan patlatmalı tünel çalışması, geri dönüşü olmayan hasar riski taşıyor.

Bir Sergiden Fazlası: “Hareket Başlatmak İçin”

Tolbert, Proje Su’yu “bir sergi değil, bir hareket” olarak tanımlıyor. Suya sadece estetik bir öge olarak değil; fiziksel, ruhsal ve kültürel bir bağlamda yaklaşan sanatçı, suyun tarih boyunca insanla kurduğu ilişkiyi günümüz çevresel tehditleriyle birlikte yeniden düşünmeye çağırıyor.

Projeyle bağlantılı olarak İstanbul'dan başlayarak çeşitli şehirlerde açılacak bir sergi serisi, resimlerin yanı sıra su yolu haritaları, çizimler ve interaktif etkinlikleri de içerecek. Böylece kitapta yer alan su yolculuğu, farklı kitlelerle buluşmaya ve bu eşsiz kültürel mirasa sahip çıkılması için bir farkındalık alanı yaratmaya devam edecek.

Proje ile daha fazla bilgiye https://www.proje-su.org/ linkinden ulaşılabilir.

Editör: Ece Güneş