Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faik Ardahan, toplumun büyük bölümünün pasif rekreasyon içinde yaşadığını, en büyük aktivitenin ise hafta sonu pikniğe gitmek olduğunu söyledi.
"Rekreasyona ihtiyacımız olduğunun farkında değiliz, talep etmiyoruz"
Ardahan toplumun rekreasyon ihtiyacının farkında olmadığını, dile getirilen taleplerin ise karşılıksız kaldığını belirtti. “Ben akşam sahilde birçok insanın yaygılarını aldıklarını, akşam yemeklerini getirdiklerini görüyorum. Belediyelerin görevi insana yaraşır kent yaratmak. İnsanlar Kepez’den, Döşemealtı’ndan yemek getirmesinler; otursunlar belediyenin tesisinde ailecek çay içip pasta yesinler. Bunlar son derece eksik,” diyen Ardahan, mevcut belediye tesislerinin yetersizliğine dikkat çekti. Kepez Belediyesi’ne ait, öğrencilerin kullandığı restoranı örnek göstererek, benzer uygulamaların Konyaaltı gibi ilçelere de yayılması gerektiğini ifade etti. Belediyelere seslenen Ardahan, “EKDAĞ suyu 20 liraya satıyor. Bu ücretleri koymayın, yapmayın bunu,” sözleriyle fiyat politikalarını da eleştirdi.
"Bayramda belediyelerin verebileceği pek çok rekreasyon hizmeti var"
Bayram süresince belediyelerin atabileceği çok sayıda adım olduğunu vurgulayan Ardahan, rekreasyon yaşamından yoksun birçok insanın kentte yaşadığını hatırlatarak, “En azından bayramda bu sağlanmalı. Akvaryum gibi mekanlar ücretsiz olabilir. Kültür-sanat aktiviteleri yapan kurumların, kendisine gelemeyenlere bayramda götürülmesi gerekiyor. Akşamları insanları olduğu yerde eğlendirecek organizasyonlar yapılabilir. Açıkhava sinemaları bayramda kurulabilir,” dedi. Bayramların en zenginle en yoksulun bir araya geldiği, eşitlendiği kutlamalar haline gelmesi gerektiğini ifade etti.
"Ünlü sanatçı konserleri belediyenin rekreasyon hizmetinde öncelik olmamalı
Belediyelerin rekreasyon hizmetlerindeki önceliklerini de eleştiren Ardahan, ünlü sanatçı konserlerinin bu alanda birincil tercih olmaması gerektiğini söyledi. “Belediyeler elbette konser yapmalılar. Bireyleri evden çıkartacak fırsatlar yaratmak önemli. Ama benim bir rekreasyon hocası olarak önceliğim, insanların mahallesindeki parka, kent içindeki kent parklarına, plajlara gidebileceği fırsatların yaratılması,” diyen Ardahan, kültür-sanat katılımını yalnızca konserle sınırlamanın kolaycı bir yol olduğunu belirtti. Belediyelerin yıl boyunca emek vermesi gerektiğini vurgulayan Ardahan, “Bir konser yapmak yerine, 10 konser yapılacaksa 5’inde mahalle korosu kurulsun, çocuklar olsun, başka mahallede konser versinler. Şarkı dinlemek yerine söylemeye geçsinler,” diyerek aktif katılıma dayalı organizasyonların önemini dile getirdi.
"Belediye profesyonel sporun içinde olmamalı"
Profesyonel sporun belediyelerin sorumluluk alanında olmaması gerektiğini de belirten Ardahan, “Türkiye’de belediyeler profesyonel sporu destekliyor. Almanya’da Bayern Münih Futbol Takımı yoktur,” ifadelerini kullandı. Profesyonel sporcuya yapılan mali desteklerin yerine, amatör spor ve rekreasyonun desteklenmesini önerdi. “Bir güreş okulu açılır, desteklenen güreşçi orada antrenörlük yapabilir. Ama sen bir ligde güreşen birine maddi destekte bulunursan, futbolcu gibi güreşçi transfer edersen olmaz,” diyen Ardahan, Çin’de masa tenisinin yaygınlaşmasını her mahallede masa tenisi masasının olmasına bağladı. İngiltere’de yaygın bocce oyununa değinerek, Türkiye’de yalnızca Muratpaşa’da saha olduğunu belirtti. Voleybol ve badminton sahalarının eksikliğine de dikkat çekti.
İlçeler özelinde değerlendirme de yapan Ardahan, Konyaaltı ve Muratpaşa Belediyelerinin rekreasyon alanında diğerlerine göre daha iyi bir noktada olduğunu belirtti. Her ilçenin farklı toplumsal yapıları olduğuna işaret eden Ardahan, Kepez’de erkeklerin genellikle ilçe dışında çalıştığını, kadınların ev hanımı olarak evde kaldığını söyledi. Bu nedenle, Kepez Belediyesi’nin konser düzenlemesi gerekse bile, önce mahalle içindeki rekreasyonel hayatı düzenlemesi gerektiğini savundu. “Konserleri mahalleli kendi kurduğu korolarla gerçekleştirebilir,” önerisini dile getirdi.
Kentleşmenin farklı hızlarda ilerlediği bölgeleri de değerlendiren Ardahan, Döşemealtı’nın planlı kentleştiğini, Kepez’de ise hâlâ imar problemleri olduğunu belirtti. Aksu’da başka sorunlar bulunduğunu ifade etti. “Kültürel yaşam ve kültürel sermaye bir nesilde çözülebilecek bir konu değil. Minimum 3 nesil gerektiren bir yolculuk,” diyen Ardahan, belediyelerin yoksullukla değil, yoksulluk kültürü ve yoksunlukla mücadele etmesi gerektiğini ifade etti.
Belediyeciliğin sadece kaldırım ve asfalt yapmakla sınırlı olmadığını, insanın mutluluğunu ve yaşam kalitesini artıracak yatırımlara odaklanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Faik Ardahan, belediyelere ilişkin değerlendirmesini şu sözlerle tamamladı: “Bu tanım olarak bakınca sınıfta kalırlar. Ne kadın odaklı, ne genç, ne yaşlı ne engelli dostu olduğu söylenebilir.”
