Antalya’nın simge yapılarından Antalya Arkeoloji Müzesi, inşaat yasağına rağmen gece yarısı kepçelerle yıkılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayımladığı genelgeye göre 1 Mayıs–1 5 Ekim tarihleri arasında Antalya ve Muğla’da inşaat faaliyetleri yasaktı. Ancak Bakanlık, kendi koyduğu yasağı hiçe sayarak müzede yıkımı sürdürdü.

Gürültüden komşular rahatsız oldu

Dün sabah saatlerinde başlayan yıkım, gecenin ilerleyen saatlerinde de devam etti. Vatandaşlar, “Gece müzeciliği yerine gece yıkımı yapılıyor” sözleriyle tepki gösterirken, müze çevresindeki mahalle sakinleri inşaat gürültüsünden uyuyamadıklarını dile getirdi.

Valiliğe ulaşılamadı

16 Temmuz 2025’te ziyarete kapatılan ve eserleri taşınan müzenin yerine yenisinin yapılacağı açıklamaları kentte yoğun tartışma yaratmıştı. Meslek odaları, siyasi partiler, STK’lar, öğrenciler ve vatandaşlar “Yıkma, koru, güçlendir” çağrısıyla haftalarca protesto düzenlemişti. Ancak tüm tepkilere rağmen yıkım sürerken, gecenin ilerleyen saatlerinde devam eden çalışmalarla ilgili Antalya Valiliği’ne ulaşılamadı.

Tartışmalı sürecin arka planı

20 Mart’ta depreme dayanıklı olmadığı ve kapasitesinin yetersiz kaldığı gerekçesiyle yıkılıp, herhangi bir yarışma düzenlenmeksizin doğrudan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un otellerinin mimarı Baraka Mimarlık tarafından yeniden yapılacağı duyurulmuştu. 16 Temmuz’da ise ön bilgilendirme yapılmadan aniden kapatılan müzenin yıkıma girmesi, aylardır süren tartışmaları yeni bir evreye taşıdı.

Başta 50’yi aşkın sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Müze Çalışma Grubu olmak üzere, birçok Antalyalı yıkım kararına karşı çıktı. Müzenin bir yarışma sonucu seçilmiş mimarisi, Avrupa Konseyi ödülü, kent belleğindeki yeri, güçlendirme seçeneğinin göz ardı edilmesi, deprem performans raporunun kamuoyuyla paylaşılmaması, sürecin şeffaf ve katılımcı yürütülmemesi ve eserlerin taşınması sırasında yaşanabilecek riskler, itirazların başlıca gerekçeleri oldu.

“Vitrine hayır: Siyasette eşit temsil için hukuk ve irade şart!”
“Vitrine hayır: Siyasette eşit temsil için hukuk ve irade şart!”
İçeriği Görüntüle

Vatandaşlar 5 Temmuz’dan itibaren her akşam müze önünde basın açıklamaları ve etkinlikler düzenleyerek tepkilerini dile getirdi. 9 Ağustos’ta Kaleiçi’nde Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’nde kamu temsilcileri ile STK’ların bir araya geldiği toplantı “diyalog kapısı açıldı” yorumlarına yol açsa da, sonraki süreçte yetkililer taleplere yanıt vermeyerek sessizliklerini korudu.

Metal bariyerlerle çevrilen müzede son haftalarda eserlerin taşınması, ihalesi ve maliyeti açıklanmayan bir şirket tarafından yürütülürken, 16 Temmuz’da Fevzi Özlüer tarafından açılan dava ile 21 Temmuz’da Antalya Barosu’nun açtığı davaların sonuçları beklenmeden bugün kepçelerin çalışmaya başlamasıyla tartışmalı süreç fiilen yeni bir aşamaya girdi.

Muhabir: Ece Güneş