Antalya’da gökyüzü bulutsuz, deniz ise yelkenlilere kucak açacak kadar sakindi. Saatler sabah 10.00’u gösterdiğinde Konyaaltı Sahili’nin hemen açığında 25 yelkenli, rüzgarla dans etmeye başladı. Antalya Yelken Kulübü’nün geçen yıl başlattığı ve bu yıl ikincisini düzenlediği yarış, Akdeniz’in maviliğinde görsel bir şölene dönüştü.
Start Boğaçayı’nın önünden verildi. Hakemin düdüğüyle birlikte yelkenliler Lara yönüne doğru süzüldü. Teknelerin bazısı beyaz köpükler bırakarak ilerledi, bazıları ise rüzgarı yakalamak için anlık manevralarla yarışa tutundu. Parkur, Lara’dan Kaleiçi’ne dönen, ardından başlangıç çizgisini geçerek bir “sosis” şekli çizen bir güzergâh üzerine kurulmuştu. Son turda tekneler yeniden Kaleiçi’ni selamladı ve finiş Konyaaltı’nda alındı.
Yarış alanında görüştüğümüz Antalya Yelken Kulübü Başkanı Tayfun Yalçınkaya, heyecanlıydı. “Geçen yıl sadece bir başlangıçtı. Bu yıl katılım daha yüksek. Yelkeni Antalya’da bir gelenek haline getirmek istiyoruz,” dedi. Yarışın adil olabilmesi için teknelerin dört farklı kategoriye ayrıldığını anlattı. “Boy, yelken yüzeyi, ip sistemleri gibi detaylara göre ayırıyoruz. Bazı teknelere ceza puanı uygulayarak avantaj farklarını dengeliyoruz,” diye ekledi.
Kıyıda izleyenler içinse gün, rüzgarın ve denizin birleştiği bir açık hava tiyatrosuydu adeta. Fotoğraf makineleri de telefon kameraları da durmaksızın çalıştı.
Yarış sonunda her kategoride dereceye girenler kupa ile ödüllendiriliyor. . Ayrıca birincilere ve ikincilere, Antalya’daki otellerde tatil konaklaması armağan ediliyor.. Organizasyon, kulüp üyelerine özel bir ödül töreni ve 'Yaza Merhaba Partisi' ile son bulacak.
Yalçınkaya, önümüzdeki yıl daha fazla şehirden yelkenli beklediklerini vurgulayarak, “Hedefimiz ulusal ve sonrasında uluslararası bir yarışa evrilmek,” dedi.
Antalya’da deniz bugün sadece maviliğiyle değil, yelkenlilerin rüzgârla verdiği mücadeleyle de hatırlanacak.
