Antalya’da farklı nedenlerle trafikten menedilen motosikletler ve otomobiller, kentteki yediemin otoparklarını dolduruyor. Farklı marka ve modellerden oluşan çok sayıda araç, yıllarca gerçekleşmeyen icra satışları nedeniyle çürümeye bırakıldı. Uzun süredir bekleyen birçok aracın, otopark ücreti ve biriken faiz borçlarını bile karşılamayacak seviyeye geldiği belirtiliyor. Aralarında lüks segmentte bulunan yüksek değerli araçlar da bulunuyor. Bazı araçların ise motor ve elektronik parçaları sökülmüş halde otoparka çekildiği görülüyor.
“85 satış yapıldı ama iş yapılıyormuş gibi”
Yaklaşık 19 yıldır yediemin otoparkı işleten ve dernek başkanlığını yürüten Mustafa Hakan Topçu, kendi otoparklarında motosikletlerle birlikte 2 bin 500 aracın bulunduğunu söyledi. Topçu, “20 yıldır satış bekleyen araçlarımız var. Geçen yıl sadece 85 aracın satışı yapıldı. Bu, sadece ‘iş yapıyoruz’ görüntüsü vermek için yapılan bir işlem. Kanunda yapılması gereken düzenlemeler hâlâ eksik. Tasfiye süreci çok ağır ilerliyor” dedi.

“Birçoğunun ekonomik değeri tamamen yok oldu”
Uzun bekleme sürelerinin ülke ekonomisi açısından büyük kayıp yarattığını vurgulayan Topçu, “20-30 senedir burada bekleyen araçların artık ekonomik değeri kalmadı. Fiziksel olarak çürümüş araçların bir an önce çıkarılması gerekiyor. Trafiğe çıkabilecek durumda olanların satışı ise hem devlete hem vatandaşa ekonomik katkı sağlar. Aracı alan bakım yapacak, sigorta yaptıracak, vergi ödeyecek. Bu araçların neden yıllarca burada tutulduğunu anlamıyoruz” diye konuştu.
“Bunların hepsi döviz kaybı, bir düzenleme şart”
Otoparkların doluluk nedeniyle yeni araç kabul edemez noktaya geldiğini söyleyen Topçu, şöyle devam etti:
“Vatandaşın malı burada çarçur ediliyor. Ülke ekonomisine ciddi zarar veriliyor. Bunların hepsi döviz olarak bizden çıkıyor. 5 yaşındaki bir aracın satışı borcun bir kısmını karşılar; ama yıllarca bekletilince satış bedeli dosya faizini bile karşılamıyor. Çöp görünümündeki, hurdalığa dönmüş otoparklar Türkiye’ye yakışmıyor. Birilerinin sorumluluk alıp düzenleme yapması gerekiyor.”



