Çandır Çayı Havzası, kısa süre önce TOKİ projeleriyle kamuoyunun gündemine gelmiş; bu süreçte Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi görüş ve değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşmıştı. Tartışmalar sürerken, aynı bölgede bu kez taş ve kum ocağı açılmasına yönelik yeni bir girişim gündeme geldi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin açıklamasına göre; Antalya Valiliği Yatırım ve İzleme Koordinasyon Başkanlığı bünyesinde kurulan AYDAŞ Yatırım İnşaat Turizm A.Ş., Çandır Çayı bölgesinde yaklaşık 50 bin metrekarelik alanda I (a) grubu taş–kum (kum-çakıl) ocağı açılması için başvuruda bulundu.
Oda, bu başvurunun ardından şu sorunun kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı:
“Antalya’nın içme suyu havzaları gerçekten koruma alanı mıdır, yoksa kamu eliyle parça parça proje alanına mıdönüştürülmektedir?”
Açık yasak hatırlatıldı
Açıklamada, söz konusu alanın 28 Aralık 2009 tarih ve 27446 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ‘Antalya İli Boğaçayı Kaynağı İçme Suyu Kuyuları Koruma Alanı İlanı’ kapsamında II. derece içme suyu koruma alanı içerisinde yer aldığı hatırlatıldı.
İlgili mevzuatta hükmün son derece açık olduğu belirtilerek,
Boğaçayı mutlak koruma alanı ile I. ve II. derece koruma alanlarında kum-çakıl malzemesi temininin yasak olduğu vurgulandı.
Jeoloji Mühendisleri Odası, “Kural nettir, yasak kesindir” ifadelerini kullandı.
İçme suyu kuyuları tehdit altında
Oda açıklamasında, Çandır Çayı Havzası’nın ASAT ve DSİ Genel Müdürlüğü nezdinde Çandır Çayı Su Üretim Tesisi için koruma alanı oluşturma çalışmalarının sürdüğü bir bölge olduğu belirtildi. Antalya’nın içme suyunu sağlayan ASAT’a ait 10 aktif içme suyu kuyusunun, planlanan kum–çakıl sahasının 3–3,5 kilometrelik hidrojeolojik etki alanı içinde bulunduğuna dikkat çekildi.
Dere yatağına yapılacak müdahalelerin yeraltı suyu seviyesini düşürdüğü, akım yönünü değiştirdiği ve kirlenme riskini artırdığı belirtilerek, bunun içme suyu kuyularına doğrudan zarar vereceği ifade edildi.
“Su, kamu ya da özel ayrımı yapmaz”
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Su kaynakları, yapılan faaliyetin kamu eliyle mi yoksa özel sektör tarafından mı yürütüldüğüne bakmaz. Tabelayı, ruhsatı ya da niyeti okumaz. Yapılan müdahaleyi görür ve buna göre tepki verir.”
İçme suyu kuyularının memba alanlarında yalnızca işletmenin değil, kazı, stoklama ve makine faaliyetlerinin dahi kalıcı riskler yarattığı vurgulandı.
Konyaaltı Plajı için de risk uyarısı
Açıklamada, Boğaçayı ve Çandır Çayı’nın Konyaaltı Plajı’nı besleyen doğal kum ve çakılın ana kaynakları olduğuna dikkat çekildi. Geçmişte yapılan kontrolsüz kum-çakıl alımları nedeniyle dere yataklarının tahrip edildiği, doğal taşınımın kesildiği ve Konyaaltı Plajı’nda ciddi erozyonlar yaşandığı hatırlatıldı.
Aynı havzada yeni bir taş–kum ruhsatının gündeme gelmesinin, aynı tahribatın yeniden başlaması anlamına geleceği ifade edildi.
“Tehlikeli bir emsal olur”
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, bu talebe istisna tanınmasının yalnızca Çandır Çayı Havzası için değil, tüm içme suyu havzaları açısından tehlikeli bir emsal oluşturacağı uyarısında bulundu.
Oda, Antalya’nın içme suyu güvenliğini ve kamu yararını ilgilendiren bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacaklarını, gerekli görülmesi halinde tüm hukuki hakların kullanılacağını kamuoyuna duyurdu.





