İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı düzenlenen bir protestoda "Diktatör Erdoğan" pankartı taşıdığı gerekçesiyle tutuklanan öğrenci Esila Ayık’ın babası Kemal Ayık ve avukatı Ümit Özkan Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
Ailenin avukatı Ümit Özkan, Esila'nın kalbiyle ilgili aort yetmezliği ve böbreğiyle ilgili nefrotik sendrom sorunu yaşadığını belirtirken, "Dört kez tutukluluğa itiraz dilekçesi verdim. Esila’nın 133 sayfa sağlık raporlarını da ekledik. Günler sonra itirazımıza 'kaçacağı şüphesi' diye ret geldi" şeklinde konuştu. Tutuklu bulunduğu cezaevinden mektup yazan Esila Ayık ise "Zihnimdeki buhranlar, kalbime çarpıntı olarak vuruyor. Moralimi yüksek tutmaya çalışırken haksız hukuksuz burada tutuklu olmamla duvarlar üstüme üstüme geliyor" ifadelerini kullandı.
"Çok zoruma gidiyor"
Baba Kemal Ayık, Esila'nın gözaltına alındığı gün yaşananları şöyle anlattı:
"Gece iki buçuk civarıydı, iki kadın bir erkek polis eve geldi, Esila’yı sordular. 'Kızım evde yok' dedim. 'Ne oldu' diye sordum, 'Abi bir şey yok. Sadece ifade alacağız' dediler. Kızıma haber verdim. Arkadaşında kalıyordu, yavrum konum attı, polisler o konumla gidip aldılar kızımı. Ben bilemedim, sabah ben zaten ifadeye götürürdüm. Diyorlar ki 'Kaçarmış'... Biz iş adamı değiliz ki, kendi yağında kavrulan insanlarız. Kimseye bir zararımız yok. Ben korkmuyorum. Çünkü suçlu değilim. Benim kızım da suçlu değil. Alın terimle bu zamana geldim. Annesi zaten dünya iyisiydi rahmetli. Esila ona da çekmiş, bana da. Biz haksızlığı sevmeyiz. Çok zoruma gidiyor."
"Ben bıktım gayrı, yeter"
"Herkes pankart kaldırıyor. Herkes bir şeyler söylüyor. Ben o gençlerin hepsini seviyorum" diyen baba Ayık, "Ha kıyamet kopmuş ha kızım hastayken hapiste yatmış... Niye böyle uğraşıyorlar onu anlamıyorum. Ne istiyorlar, ben bıktım gayrı. Yeter. Bırakın kızımı, varsa cezası ben çekeyim, kızım gitsin okuluna" ifadelerini kullandı.
"Ne insanlığa sığar ne vicdana"
Cuma günleri kızının görüşüne gittiğini belirten Ayık, "45 dakika, bir saat arası izin var. Arada cam var, telefonla konuşuyoruz, telefonda da düzgün ses çıkmıyor zaten" dedi. Ayık, "Benim anlamadığım, hasta bir çocuğu hastaneye götürürken bile kelepçelemek. Ne insanlığa sığar ne vicdana" şeklinde konuştu.
"Bu gençler Türkiye'nin geleceği"
Belçika'da okuyan kızının, ailesini ve arkadaşlarını özlediği için Türkiye'ye geldiğini anlatan Kemal Ayık, şöyle devam etti:
"Bir de fotoğrafçılık okuduğu için fotoğraf çekmek istemiş. Anı olsun diye bir tane döviz almış eline, onu tutarak fotoğraf çekilirken görmüşler kızımı. Çocuğumun şansı yok zaten. Bu gençler Türkiye'nin geleceği. Bu gençler hapse atılır mı, bu kadar tutulur mu?"
"Hâkime hanım yüzünü öbür tarafa çevirdi"
Esila Ayık'ın avukatı Ümit Özkan ise "Esila’nın hastalıkları var, eğitimi var, biz de onu dile getirdik. İlk günden itibaren her şeyi anlattık. Ailesinin durumunu biliyoruz. Onu da söyledik" diyerek, Esila'nın tutuklandığı hâkimlik sürecini de anlattı. Avukat Özkan, şunları söyledi:
"Karşımızda bir hakime hanım vardı. Hâkime hanım yüzünü öbür tarafa çevirdi ve üç çocuk için de 'tutuklanmalarına' dedi."
"Başta ilaçlarını vermediler"
Esila'nın, birlikte tutuklandığı diğer iki genci tanımadığını ifade eden Özkan, şöyle konuştu:
"Esila’nın diğerleriyle alakası yok. Tanışmıyorlar. Esila’nın katıldığı olay veya etkinlik siyasi bir olay olabilir. Demokratik bir eylemdir bu. Ancak gözaltına alınmasından sonraki süreç artık siyasi değil. Hukuki bir süreç. Alındıktan sonra hızlıca tutukluluğa itiraz ettik. Buna hakim üç gün içinde yanıt vermek zorunda. Ama vermedi. Ben konunun politikleşmesinden korkarım. Çünkü politikleşirse, politikacılar kendi aralarında kavga ederken olayın tarafları mağdur olur. Ama şöyle bir talihsizlik yaşadık. Başta Esila’nın ilaçları verilmedi.
"4 kez kemoterapi almış"
Esila’nın iki temel rahatsızlığı var. Bir; kalbiyle ilgili aort yetmezliği, iki; böbreğiyle ilgili nefrotik sendrom. Nefrotik sendromun özelliği, vücut savunma sistemi böbreklerine saldırıyor. Kullandığı ilaçlar, savunma sistemini baskılayıcı ilaçlar. Tıpkı kendisine böbrek nakli yapılmış bir kişiye verilen ilaçlar gibi. Hatta 2023'te ve geçtiğimiz aralıkta ikişer kez, toplamda dört kez kemoterapi almış.
Beş gün ilaçlarını alamadı. Cezaevinde ilacı yazıldıktan sonra da hemen verilmedi. Öyle olunca biz mecburen sosyal medyada sesimizi yükselttik. Kamuoyunda durum duyulunca ilaçları verildi.
İtirazlarımız reddedildi
Üzerine itirazlarımız da uzun süre sonuçlanmadı. Mahkemeler topu birbirine attı. Dört kez itiraz dilekçesi verdim. Esila’nın 133 sayfa sağlık raporlarını da ekledik. Bu arada 2022'den 2025'e kadar olan kısım Belçika'da. Belçika'daki doktoru e-postayla iletti. Hatta doktoru raporda “İçeride kalması hayati risk teşkil eder” diye kayıt düşmüş. Güncel raporları da ekledikten sonra yeniden başvurduk. Günler sonra itirazımıza 'kaçacağı şüphesi' diye ret geldi.
"Beni buradan çıkar, ben ne yaptım"
Koğuş çok kalabalık, 52 kişi kalıyorlar. Orada kendi çabalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. 'İdare ediyorum, bir sıkıntı olmadı' diyor. Koğuş, ihtiyaçları görme noktasında küçük. Duş, lavabo sayısı, yeterli değil. Çünkü orası 52 kişiye göre yapılmış bir yer değil. Ama belli bir düzene koymuşlar. O şekilde yaşıyorlar.
Morali ciddi şekilde bozuk. 'Beni buradan çıkar, ben ne yaptım' diyor. Ödüllü 'Z Bakış' diye bir kitabı var. İkinci kitabı annesi ile ilgili olacaktı. 'Üçüncü kitapta da burayı yazarsın' dedim. 'Ümit amca, burayı şimdi yazacağım, belki adı Mahpus Bakış olur' dedi. 'Tamam sen gözlemle' deyince 'Ben yeterince gözlemledim, çıkart beni' dedi tekrar."
"Haksız hukuksuz burada tutukluyum"
Öte yandan, Esila Ayık, tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nden bir mektup gönderdi. Ayık, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
"Sevgili İklim Hanım,
Zihnimdeki buhranlar, kalbime çarpıntı olarak vuruyor. Moralimi yüksek tutmaya çalışırken haksız hukuksuz burada tutuklu olmamla duvarlar üstüme üstüme geliyor. 2 yıldır görmediğim ailemi ve arkadaşlarımı görüp İstanbul’da baharın tadını 2 haftalığına çıkarmak isterken, 25 gündür avludaki 30 metrekarelik gökyüzümde uçan kuşları, bulutları seyredip hayallerime sıkı sıkı tutunuyorum. Hayallerim bana güç veriyor, beni güneşli bir geleceğin beklediğini düşünmek istiyorum. Yeni kitaplar yazıp, güçlü fotoğraflar çekip sergiler yapmak istiyorum. Bu süreçte kalbi benimle atan herkese teşekkür ediyorum.
Esila Ayık
03/05/2025
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi"