25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde yayımlanan “Yaşayan Harita”, Türkiye’de son 17 yıldır kayda geçen kadın cinayetlerini coğrafi konumlarına göre işleyerek görünür kıldı. Harita, şiddetin nerede yoğunlaştığını, yıllara göre nasıl değiştiğini ve hangi illerde yapısal hâle geldiğini gösteriyor.
Yanıp sönen kırmızı noktalar: Şiddetin coğrafyası
Sitenin ana haritasında Türkiye’nin farklı noktalarında kadın cinayetlerinin işlendiği yerler, yanıp sönen kırmızı işaretlerle gösteriliyor. Haritanın amacı, cinayetleri “istatistik” olmaktan çıkarıp her bir hikâyeyi somut bir noktaya ve tanıklığa dönüştürmek.
“Her birimiz bu şiddetin tanığıyız”
Bakakalanlar Haritası’nda merkezde tek bir kırmızı figür yer alıyor; bu figür, Türkiye’de kayda geçen son kadın cinayetinin işlendiği lokasyonu gösteriyor. Diğer illere bakan figürler ise “Her birimiz bu şiddetin tanığıyız” mesajını taşıyor.
“Kalabalık yerde çok cinayet olur” yanılgısı çöküyor
Koroplet Haritası, 2024 nüfus verileriyle illerin kadın nüfusunu ve kadın cinayetlerinin yoğunluğunu karşılaştırıyor. Buna göre, nüfusun az olduğu bazı illerde cinayet riskinin daha yüksek olduğu ortaya çıkarak yaygın “kalabalık yerde çok cinayet olur” yanılgısını bozuyor.

Alarm veren iller: Artış ve düşüş haritalandı
Değişim Haritası, mevcut yılın cinayet verilerini bir önceki yıl ile kıyaslıyor. Böylece riskin büyüdüğü, alarm veren iller ile iyileşme eğilimi gösteren bölgeler açık biçimde ayırt edilebiliyor.
410 kadın öldürüldü: Yüzde 7,5 artış
Haritanın verilerine göre, yalnızca bu yıl işlenen 410 kadın cinayeti, geçen yıla göre %7,5 artış anlamına geliyor. En yüksek riskin 25–34 yaş aralığında yoğunlaştığı belirtilirken, 222 yabancı uyruklu kadının öldürüldüğü kaydedildi. Nefret saikiyle işlenen cinayetlerin toplam içindeki payı ise %0,62.
.





