Turizme hava ve şehir içi trafiği engeli

 Turizmin lokomotif şehirleri Antalya ve İstanbul Havalimanları başta olmak üzere hava trafik kontrolörlerinin inisiyatif almama, eylemlerinin sonucunda uçak iniş kalkışlarında yaşanan gecikme,  uçak içinde bekleyiş sürelerinin bir buçuk saate ulaşması, şehir içi trafik probleminin çözülememesi acente operasyonlarını olumsuz etkiliyor ve müşterilerden memnuniyetsizlik geri dönüşleri alınmasına yol açıyor. Seyahat Acenteleri Yöneticileri Derneği Başkanı Mehmet Gem, turistlerin belirli bir zamanı satın aldıklarını ve tatilin zaman dilimi olarak değerli olduğuna işaret ederek “Tam sezon göbeğinde, inisiyatif almadan çalışma eylemini yapan sendikanın konunun muhatabı Ulaştırma Bakanlığı’ndan talepleri var. Kendilerine maliyeti olmayacak yönetmelikle yapabilecekleri bir düzenleme ile sorun aşılabilecekler havalimanlarında kaoslar yaşanıyor. Bu kaos gelecekte turizmin sürdürülebilirliğini riske atabilir. Almanya’dan 3 buçuk saatte buraya gelen misafir, bir buçuk saat havalimanı üzerinde dolanıyor, Manavgat, Side tarafına gidecekse Antalya’da zaten ciddi şehir içi trafik var. Antalya’dan Alanya’ya bir buçuk iki saatte ulaştırabiliyoruz. 3. Buçuk saat yolculuk, 1 buçuk saat havada dolaştı, 3 saat otele transfer ile 8 saat. Bir gün gitti. Yolcuları önceden 3 saat önceden havalimanına transfer yaparken artık beş altı saat önceden yolcuları havalimanına transfer etmeye bakıyoruz. Bize turist gönderen ülkelerde bu sıkıntı işlenirse, turist karar değiştirecektir” dedi.

Schengen vize reddi turistten turizmciye doğru genişliyor

Schengen vize reddi sorununun acente müşterileriyle sınırlı kalmayıp acente sahiplerine ve yöneticilerine kadar genişlemeye başlaması da sektörün sorunlar listesinde ilk sırada yer alan maddelerinden biri. Gem, “Büyük bir seyahat acentesinin Avrupa Birliği vize onayı için bekleyen 17 bin pasaportu olduğunu açıkladığını hatırlatarak, Türkiye’de ortalama 4 buçuk mliyon insanın yurtdışına turizm amaçlı gittiğini ancak bu rakamlarda bu sene büyük bir düşüş olmasını beklediklerini söyledi. Gem, vize reddinin turistlerden, turizmcilere doğru yayıldığını “Özellikle turizm seyahat acentesi arkadaşlarımız da mustarip. Almanya’da üniversitelere tanıtıcı program yapan arkadaşımız, Almanya müracaatında kendisine ret verildi. Şu anda tahmin ediyorum elindeki belgelerle, resmi yurtdışı davetleri ile Alman hükümetini dava edecek” sözleriyle örneklendirdi.

Acenteler reel anlamda turizm geliri elde edemiyor

Ekonomi yönetiminin dövize uyguladığı politikalar nedeniyle acentelerin reel bir turizm geliri elde edemediğini öne süren Gem maliyetler arttığı için, diğer ülkelere göre döviz artışı da olmadığı için, fiyatları arttırmak zorunda kalıyoruz ve bu durumda diğer ülkelerle fiyat rekabetinde pahalı ülke olarak konumlanıyoruz. Turizmcinin getirdiği dövizi marjlayarak turizmciye ilave katkı sağlanabilir. Bir yabancı sayesinde yurtdışından getirilen dövizi, turizmcinin getirdiği dövizi burada tutmak için bir teşvik politikası yaratılmalı ki, döviz gelirleri realize olsun ve turizmciler de fiyat artışı yapmak zorunda kalmasın” dedi.

Acenteler turizm tanıtımından dışlanıyor iddiası

Türkiye’nin tanıtım ve turizm pazarlama strateji politikalarının oluşturulmasından seyahat acentelerinin dışlandığını öne süren Gem, “Sayın bakanımızın kurduğu TGA diye yapı var.. Yönetim kurulu ağırlıklı otelcilerden oluşuyor. Biz acenteler olarak iddia ediyoruz, tanıtım ve pazarlama yapacak oan seyahat acenteleridir. Otelciler, tur fiyatlaması yapamazlar, destinasyon yaratamazlar.  Tanıtım alanlarında acentelere,  satış ve pazarlama görevine ilave koltuklarla yer açılmalıdır. Acenteler süreçlerden dışlanmamalıdır. Turizm tanıtım pazarlama işi seyahat acentelerinin işidir ama bakanımız tüm turizm politikalarını otelcilerle yürütüyor. Bizim bakanlığımız, açık söylemek gerekirse TÜRSAB’ı bölmek, TÜREB’i etkisizleştirmek ile meşgul” dedi.

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi