Milli Eğitim Bakanlığı’nın 12 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımladığı “MEB Proje Okulları Yönetmeliği”, kamuoyunda tartışma yaratmaya devam ediyor. Eğitim Sen, söz konusu düzenlemeyi “kamusal ve bilimsel eğitimi hedef alan, eğitimi piyasalaştırma adımı” olarak niteledi.
Yeni yönetmelikle proje okulları, “özel program uygulayan” ve “özel proje uygulanan” olmak üzere ikiye ayrıldı. Özellikle “özel program uygulayan okullar” için öğrenci seçimi daha da sınırlı hale getirildi. Bu okullar, Liselere Geçiş Sınavı’nda (LGS) yalnızca %1’lik başarı diliminden öğrenci alacak. Ayrıca öğrenciler, merkezi ya da okulun kendi yapacağı ikinci bir sınavla yeniden seçilecek. Yatılılığın esas alınacağı bu okulların birer de “hamisi” olacak.
Yeni yönetmelikle birlikte şirketler, sermaye grupları ve vakıflar, okulların doğrudan yönlendirilmesinde söz sahibi haline geliyor. Eğitimde kamusal denetimin yerini özel yapıların almasına tepki gösteren Eğitim Sen, öğretmenlerin görev tanımlarının ve çalışma koşullarının da bu yapılara göre şekillendirildiğini belirtiyor.
“Eşitlik değil ayrımcılık derinleşiyor”
Sendikanın açıklamasında, yönetmeliğin eğitimdeki eşitsizlikleri artırdığı vurgulanarak, “Öğrenciler başarı dilimi, sınav, sertifika ve performansa göre ayrıştırılarak seçkin okul–vasat okul ayrımı yaratılmak isteniyor” denildi. Vakıflar ve şirketlerle yapılan protokollerin öğretmenler üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Öğretmenler angarya işlere zorlanmakta, iş güvenceleri zayıflatılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Yeni sistemde öğretmenlerin örgütlenme ve sendikal haklarının da tehdit altında olduğu belirtiliyor. Yönetmeliğin, öğretmen görevlendirmelerinde açık, bağlayıcı ve denetlenebilir kurallar getirmediği ifade ediliyor.
Antalya örneği: Yatılılık şartı ayrımı artırıyor
Mevcut proje okullarının hangilerinin hangi kategoriye alınacağı henüz netleşmiş değil. Ancak Türkiye genelinde fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve bazı imam hatip okullarında yatılı öğrenci uygulaması bulunuyor. Antalya’daki köklü okullardan Antalya Anadolu Lisesi ve Adem Tolunay Anadolu Lisesi’nde ise yatılılık koşulu bulunmuyor. Yeni sistemin bu okulları nasıl etkileyeceği merak konusu.
Eğitim Sen: Mücadeleyi sürdüreceğiz
Eğitim Sen, eğitimin özel sektöre ve vakıflara açılmasına karşı olduğunu belirterek, “Kamusal, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim herkesin hakkıdır. Eğitimi piyasaya, cemaatlere ve sermayeye teslim etmeyeceğiz” dedi.
Sendika, öğretmenlerin haklarını korumaya ve eğitimde eşitlik, liyakat ve kamu yararı ilkesine dayalı politikalar için mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı.





