Ticaret Bakanlığı'nın yaş sebze meyve toptancı hallerinin işleyişi ile ilgili hazırladığı taslak gündemde. Taslak getirdiği önerilerden etkilenecek olan aktörler konuyu kadrajlarına alıp tartışmaya başladı. Yaş sebze meyve üretiminde Türkiye'de söz sahibi olan aktörlerden biri olan Antalya Yaş Sebze Meyve Toptancı Hali'nden taslağa yönelik değerlendirmelerde buluşulan ortak nokta yasa ile fiyatların düşürülemeyeceği oldu.

“Kanun fiyat düşürmez”

Antalya Yaş Sebze Meyve Toptancı Hali Komisyoncuları Derneği (ANTOMDER) Başkanı Nevzat Akcan 2012’de uygulamaya başlanan hal kanunu ile de üreticinin ürününü hale getirmeden satması serbestliğinin getirilmesi ile ürün fiyatlarının düşürüleceği algısının oluştuğunu ancak aradan geçen 12 – 13 yılda ürün fiyatlarında kayda değer bir düşüş gözlenmediğine dikkat çekerek “ Kanun ile tarım ürünü ucuzlamaz. Üretici perakendeciye direk ürününü satabiliyor 2012’deki değişiklikten sonra fiyatlar ucuzlamadı. Üretici maliyetten dolayı üretemiyor, tüketici satın alamıyor ama bu sıkıntıyı yaratan hal değil, haller günah keçisi ilan edilmesin” dedi.

“Ankara’dan hal yönetilmez”

Akcan, Ticaret Bakanlığı’nın taslağında yer alan hallerin yönetiminin belediyelerden Ticaret Bakanlığı’na devredilmesi önerisini ise “ Hallerin aile çiftçileri için güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun için de belediyelere güç verilmesi gerekiyor. Ankara’dan toptancı halini yönetme imkânın yok. Tam tersine belediyeler güçlenmeli. Ondan sonra istediğin denetimi yap sen merkezden, bakanlıktan” sözleriyle değerelnidrdi

“Rüsum geliri ilçe belediyelerinin olmalı”

Antalya Ticaret Borsası Sayman Üyesi Cüneyt Doğan ise, hal yönetiminde, uygulayıcıdan çok düzenlemeyi önemsediğini, olaya siyasal bakmadığını, belirtip, rüsum gelirlerinin belediyelerde kalması gerektiğine işaret eden Doğğan “Rüsumun küçük ilçe belediyeler için önemi büyük. Ben siyasal bakmıyorum. İşletmesi belediyede mi kalsın devlette mi kalsın, taşınması, yeni hal yapılması devlette mi kalsın, belediyede mi kalsın sorusunun cevabı bölgeye göre değişebilir. Hangi bölgede hangisi daha iyi hizmet sağlayacaksa onda kalması daha iyi olur. İlçe belediyelerinin yetkili olması bana kalırsa daha uygun olur. Kumluca ile Antalya Merkez’in durumu farklı. Mesela rüsum bedeli Kumluca’ya gitse oradaki esnaf daha farklı, daha iyi bir hizmet alır” değerlendirmesini yaptı.

Taslakta yer alan üretici birliklerinin halde daha fazla söz sahibi olmasını olumlu bir gelişme olarak yorumlayan Doğan, “Mevcut yasada da yeni hallerin yüzde 10’u üretici örgütlerine verilebiliyor. Mesela bu şartlarda üretici örgütü var mı Antalya’da:” diye sordu.

Stokların kayda alınırken fireler hesaba katılmalı

Taslakta stokların kayda alınması ve kayıt dışı stoklara yaptırım getirilmesi maddesine de değinen Doğan,“Devlet elindeki gücü görmek istiyor. Bunu limon fiyatları yükseldiğinde yaşadık. Fiyatlar yükselince ihracat yasağı kondu. Sonra sektör temsilcileri buzhanelerde ürün olduğunu karar vericilerle paylaştı ve ihracat yasağı kaldırıldı. O zaman devlet dedi ki ben karar vermeden önce stok durumun bilmeliyim. Özellikle buzhaneye atılan meyvelerin bildirimi yapılmalı. Yapılırken, içeriye bir taş, tekstil ürünü koymuyorsunuz, çürüyebilecek ürün koyuyorsunuz. İçeride çürüyen bir ürün. 100 ton bildirim yaptınız devlete. Devlet bu stoğu bilmek istiyor, haklı. Nar koydum, içeride fire verdi, içinden 80 ton aldım, 20 ton firenin hesabını nasıl vereceğim. Bunlarda bir çürüme oranı hesaba katılmalı. Diğer taraftan patates ve soğan gibi ürünler tabiatı gereği hemen satılmayan ve stoklanan ürünler. Burada kayıt tutulabilir” sözleriyle değerlendirdi

Perakendecilerin üreticiden ürün alması

2012’de yapılan değişiklikle zaten üreticinin halde ürün satma zorunluluğu kalktı. Hal olayı nerede işliyor derseniz sadece sera bölgelerinde işliyor. Üretici istediği yerde istediği kişiye satmakta serbestleşti. Marketler de üreticiden mal alıyor. Üreticiler 2 dönümlük üreten de var, 300 dönümlük üreten de var. Bu perakendeciyi zorlayabiliyor. Bildirim konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Hale yüzde 100 ürünün girmesi ile yüzde 25 ürünün girmesi ile piyasanın doğru belirlenmesi arasında fark var. Kamu yararı açısından bana göre en doğrusu budur .Diğer taraftan şu anda Antalya Hali ise bu kapasiteyi taşıyacak durumda değil. Buraya ne kadar çok ürün gelirse piyasa o kadar iyi ve sağlıklı belirlenir ancak Tüm ürün Antalya Hali’ne gelemez, kapasite kaldırmaz. Burası 400 dönüm, etrafında büyüyebileceği bir alan yok, yeni bir hal kurulması gerekir.

Hal yasasının değişmesi fiyatları değiştirecek algısı yanlış

Emlak alan emlakçıya komisyon veriyor, borsa yatırımcısı brokera komisyon veriyor. Dolayısıyla komisyonculara her zaman ihtiyaç olacaktır. Antalya’daki ürünü İstanbul’daki tüketiciye götürecek biri lazım. Komisyoncuyu tüccarı kaldırın, adını değiştirseniz de bu işi yapacak yeni isimle yeni bir kurum gelecek. Üretici halinde komisyoncu olur. Hal yasası değişince sebze meyve fiyatı düşecek algısı yanlış. Hal yasası üretim maliyetini, lojistik maliyetini, pazarcının maliyetini değiştirmeyecek.

“Fiyatlar kanunla değil planlamayla dengelenir”

Doğan, fiyatların dengelenmesinin ancak planlı üretimle sağlanabileceğini belirterek devletin plan yaparken karşılaşabileceği riskler olduğunu “Sanayi ürünü tarımsal ürünlerde planlama yapmak kolay, depolayabileceğiniz ürünlerde depolama yapmak kolay. Ben devlet olarak domates ekemezsin dersem, kota doldu, domates de o sene çok para etti, çiftçi bu sefer devlete düşman olur” sözleriyle belirterek planlamayı şeffaf ve doğru veri sağlayarak çiftçiye bırakılmasının daha doğru bir yol olacağını savunarak aşağıdaki önerisini sundu

“Çiftçiye kendi planlamasını yapacağı altyapı sunulabilir”

Çiftçi ürün beyannamesi, çiftçi kayıt sistemi yoluyla açık şeffaf bir web sayfasında yayınlansa, çiftçi her beyannamede neyin ekiminin arttığını neyin ekiminin azaldığını görse ona göre ne ekeceğine karar verebilir. Ben domates ekiminin arttığını görürsem orada canlı bir şekilde karar verebilir. Çiftçi beyanını verdi, 10 dönüm seram var, domates ekmeye karar verdi. E – devletten domatese girdi, fideliğe gittiğinde fideci kayda bakacak, ben patlıcan fidesi alacağım, fideci diyecek ki sen domates için beyan vermişsin, sana domates veririm ve maksimum şu kadar maksimum bu kadar. İlaç için de aynısı geçerli. Gitti bayiye, sana ben domates için ilaç verebilirim diyecek. Komisyoncuyum bana geldi, patlıcan getiriyor satmak için, ben o patlıcanı almamalıyım, sen domates ekeceğim senden domates alırım diyebilirim. Buradan istatistik çıkartırsınız. Buradan tohumu, verimi çıkartır, analiz yapar ve gelecek projeksiyonu yapabilirsiniz. Buradan boş araziler de kendiliğinden ortaya çıkar.”

“Üretimde sera yapım kurulum şartları detaylandırılmalı”

Doğan, sera yapım izinlerinde de şartların daha detaylı hale getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, önümüzdeki kuraklık nedeniyle özellikle seralara su kaynaklarını belirtmelerinin, yapılan su kaynağı beyanına göre seralara yağmur hasat havuzunun şart koşulması gerektiğini söyledi.

İspanya ve Hollanda’da sera yapılınca yanına yağmur hasatı yapılıyor. Seralara yağmur hasat havuzu şart koşulmalı. Ya su kaynağınızı gösterin ya da bu suyu temin edeceğiniz yağmur hasat havuzunu yapın diye şart konuşulmalı.

Muhabir: Ece Güneş