Yaz sezonunun başlamasıyla birlikte Türkiye sahillerinde “şezlong-şemsiye” gerilimi yeniden yüzünü gösterdi. Alanya’nın en bilinen noktalarından Damlataş Plajı’nda 16 Mayıs’ta yaşanan bir olay, kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
İddiaya göre, bir tesis çalışanı ile yabancı uyruklu bir turist arasında şezlong ücreti nedeniyle tartışma çıktı. Şezlong kiralamak isteyen ancak fiyatı yüksek bulan turistin, eşyalarını kuma bırakıp denize girmek istemesi üzerine tansiyon yükseldi. Görgü tanıklarının anlatımına göre, tartışmanın ardından tesis çalışanı turiste fiziksel müdahalede bulundu.
Olay anına ait görüntülerin sosyal medyada yayılması üzerine Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer açıklama yaptı. Kaymakamlık, adli ve idari sürecin başlatıldığını, adı geçen işletmenin ise aynı gün zabıta ekiplerince mühürlendiğini duyurdu.
Ancak yaşananlar sadece münferit bir darp vakası değil. Sahillerde yıllardır süren “şezlong rantı” sorunu, bir kez daha sert biçimde gün yüzüne çıktı. Halk plajı statüsündeki birçok alanda, kamuya ait kumsallar fiilen işletmeler tarafından işgal ediliyor. Vatandaşın ya da turistin havlusunu serip özgürce güneşlenmesi, kimi zaman sözlü uyarılarla, kimi zaman da şiddetle engelleniyor.
Turizmin gözbebeği Alanya’da yaşanan bu olay, “misafirperverlik” söyleminin sahadaki karşılığını sorgulatırken, kamuoyunda beklenti daha köklü ve denetimli bir çözüm. Tepkiler, sadece bu işletmenin değil, sahil şeritlerini fiilen kontrol eden tüm yapıların gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor.




