Altı gün çalışan işçi 1 gün tatil hakkı kazanır. “Hafta tatili” olarak bilinen bu izin, işçi sınıfının en önemli kazanımlarından.
İlk defa 1922’de Sovyetler Birliği’nde bir kanuna girdi. Bir yıl sonra da Türkiye’de yeni kurulan Cumhuriyetin ilk yasalarından oldu.
Tam 102 yıl sonra bu kuralı AKP deldi. Geçtiğimiz gün Meclis’te kabul edilen kanuna göre turizm sektöründe çalışan 300 binden fazla işçi 10 gün çalıştıktan sonra 1 gün tatil hakkına sahip olabilecek. Yani 11 günde 1 gün izin yapılabilecek.
Kanuna göre işçi hafta tatilinde çalıştırılırsa günlük yevmiyesini yüzde 50 zamlı almak zorunda. Ancak yeni kanunda turizm işçisi 10 gün çalıştırıldıktan sonra fazla mesaiye zorlansa dahi bu zammı alamayacak.
Ayrıca yeni kanunda biriken hafta tatillerinin kaç gün içinde telafi edileceğine dair bir hüküm de bulunmuyor.
Doymadılar: İnşaat işçisi de 10 gün çalışsın istediler
AKP’nin imzasını taşıyan kanunun asıl mimarı turizm patronları. Bu nedenle yasa teklifinin komisyon görüşmelerine patron temsilcileri de davet edildi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) avukatı Esin Çetinkaya, AKP’ye teşekkür etti ve aynı uygulamanın inşaat sektöründe de uygulanmasını istedi:
“Bu düzenleme esnek çalışmanın mevzuata bir yansıması olmuştur. Bu nedenle, teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz konfederasyonumuz adına. Turizm sektörü için getirilen bu uygulamanın inşaat sektör açısından da geçerli olacak şekilde maddenin revize edilmesinin bu sektör açısından bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz.”
Türkiye Turizm Yatırımcılar Derneği Sekreteri Öykü Korkmaz düzenlemenin “rekabet” için şart olduğunu savunarak “Mısır, Fas gibi ülkeler, Avrupa Birliği ülkelerinde de turizm sektörüne yoğun sezonlarda böyle bir esneklik getirilmiş. Bu tür esneklikler olmadan gerçekten sezonluk talebe yanıt vermek çok zor olabiliyor” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilisi Elçin Şimşek Öncü, düzenlemenin 10 günü bulan resmi tatillerde işçileri aralıksız çalıştırabilmek için hazırlandığını belirterek şu bilgileri aktardı:
“Sadece konaklama tesislerini, bizden turizm işletme belgesine sahip konaklama tesislerini kapsıyor. Konaklama tesisi sayısı şu an için 7 bin 467 yani bu kadarlık bir tesisi kapsıyor. Bunların yatak kapasitesi yaklaşık 1 milyon 200. Yani bunun da aşağı yukarı 300 bine yakın bir personele isabet edeceğini tahmin ediyoruz.”
'İş kazaları artar, psikolojik sorunlar yaygınlaşır'
Türk-İş ve Hak-İş avukatları turizm işçilerin 10 gün aralıksız çalışmaya zorlayan düzenlemenin Anayasa’nın 50’nci maddesine aykırı olduğunu vurguladı. Anayasa’nın 50’nci maddesi işçilere ücretli hafta tatili, bayram tatili ve yıllık izin hakkı verilmesini, bununla ilgili şartların kanunla düzenlenmesini öngörüyor.
Hafta tatili hakkının sıradan bir izin olmadığını vurgulayan avukatlar, “Hafta tatili sadece bedenin değil, zihnin de dinlendiği bir süreçtir. İşçinin uzun sürelerle çalıştırılması ve dinlendirilmemesi iş kazalarının artmasına, verimliliğinin düşmesine, psikolojik sorunların yaygınlaşmasına, işten ayrılmaların ve çıkarmaların çoğalmasına, çalışma barışının zedelenmesine neden olacaktır” dedi.
Kanun Meclis’te milletvekili olarak görev yapan patronların dahi tepkisini çekti. DEVA Partili Sadullah Kısacık şu sözlerle itiraz etti: “Ben bir gün bile işçi olarak çalışmış bir kişi değilim işveren olarak konuşuyorum ama işçi annesini doktora götürmek o izin gününü bekliyor, çocuğunu görmek için o izin gününü bekliyor. Şimdi bunu on güne çıkardığınız zaman bu iş uzuyor bakın.”
Turizm Bakanlığından 'keyifilik nasıl önlecek' sorusuna yanıt: 'Hallederiz biz onu'
Komisyondaki tartışmaları özetleyen diyalog CHP milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ile Çalışma Bakanı Yardımcısı Adnan Ertem arasında yaşandı.
Bakırlıoğlu izin gününün patron inisiyatifine bırakılmasının karışıklık yaratacağını söyleyince Ertem, başında oteller zincirinin sahibinin bulunduğu Kültür Bakanlığı’nın “Biz onu hallederiz” yanıtını verdiğini aktardı.
O diyalog şöyle:
-Bakırlıoğlu: Ben on gün çalıştım bir gün tatil, ertesi gün ben bir daha tatil yapmak istiyorum yani nasıl o doksan altı saati siz böyle bir şey içerisinde bir aya sığdıracaksınız? Esasında, bu, vardiyaları işveren açısından daha işin içinden çıkılmaz bir hâle getirmez mi?
-Ertem: Aynı soruyu biz de Kültür Bakanlığımıza sorduk, "Biz onun nasıl yapacağını biliyoruz, biz onu hallederiz" dediler. Denetim olarak da Teftiş Kurulu olarak da biz onların zaten denetimlerini yapacağız.



