CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tokat mitinginde hakkında suç duyurusunda bulunduğu Antalya'da yurtdışına çıkmak üzereyken yakalanan, ‘İBB Borsası avukatı’ olarak tanımladığı Mehmet Yıldırım’ın savcılarla yakın ilişkisi nedeniyle tutuklanmadığını öne sürdü, “Bu kadar haksızlığa karşı hem bu dünyada hem sandıkta hem de öbür dünyada iki elimiz yakanızda” dedi.
Özel'in açıklamaları şöyle:
“Buradan Adalet Bakanına sesleniyorum. Millet senden adalet beklerken, İzmir’de iddianameyi 10 günde hazırlayıp ‘Tutuksuz yargılama esastır’ diyen hakimlerin sürülmesine sessiz kalıyorsun, dönüyorsun burada milletten para isteyen avukat, savcı çetesine susuyorsun. Gün gelir bunların hesabı hepinizden sorulur. Değerli Tokatlılar. Bakın ne oldu? Geçenlerde Tuzla’da söylediğimiz avukat ve bu konuda yaptığımız açıklamaya İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bir şey söylemek yerine ertesi gün savcılarını topladı, bir özel görüşme yaptı. Sonra bir bakıldı avukat Antalya’dan yurtdışına kaçarken yakalandı. Burada kimse kimseyi kandırmasın. Ne olduğunu biliyoruz. Güya avukat suçlu, savcılar suçsuz. Avukat kaçıyordu yakalandı. Yok öyle yağma. Avukatı getirdiler, en günahsız makam şoförünü, en günahsız özel kalem çalışanlarını dört gün Vatan Emniyette tutup sonra sorguya çağıranlar, bu avukatı direkt ifadeye aldılar. Avukatı sorguladılar. Suçunun türü menfaat temini. Nüfuz ticareti. Nüfuz ticaretinden yazmış; ‘Nüfuz ticaretinden dolayı kendisine ev hapsi veriyoruz.’ Çünkü burada tutuklama yasağı var. Kitapta şöyle yazıyor; ‘Tutuklama yasağının olması için yatarının neredeyse olmadığı, üst sınırın iki yıl olduğu suçlar lazım.’ Bu suçta beş yıl ceza var, avukat yaparsa bunu yedi buçuk yıl. Öbür tarafta Mehmet Pehlivan üst sınırı dört yıl olan suçtan tutuklu, burada ise ‘Tutuklama yasağı var’ diyor. Çünkü o avukat, o savcılarla birlikte iş tutuyor. Onu alıp tutuklamazlar. Konuşursa bütün sistem çöker. Ama ona bunu yapanlar bu şikayetlerin önüne geçemeyecekler. Bakın daha bugün bir başka mağdur çıktı dedi ki ‘Avukatlar geliyor, ‘Para verirsen seni çıkarırız’ diyor. Bunlar SEGBİS biz kayıtlarına geçtiler. Karşımızda kadınlara, ‘Çocuğuna kavuşacaksan iftira at, eve git, yoksa Silivri’ye git’ diyenler var. Kadınları yanlarına ya da SEGBİS’e avukatsız çıkarıp ‘Avukatının yanında konuşamıyorsun’ diyenler var. Tutukluları yaşlı anasıyla, babasıyla tehdit edenler, gencecik karısıyla, evladıyla tehdit edenler, hasta çocuğuyla tehdit edenler var. Hakimler ve Savcılar Kurulu’na tane tane, detay detay yazdık, yolladık. Bunu kim yapmış, kime yapmış, nerede yapmış? Para isteyeni de anlattık, tehdit edeni de anlattık. Ama bir ülkede sırf birisi rakibinden kurtulsun diye bu kadar büyük haksızlıklara uğrayacaksa… O avukat kaçıyordu yakalandı. Herkese ‘kaçma şüphesi’ diyorsun, Yunan Adası’na kaçana ev hapsi veriyorsun. Telefonunu aldın mı, kopyasını aldın mı, savcıyla yaptığı görüşmelere baktın mı? Herkese baz kaydı bakıyorsun, baz kaydı baktın mı? Sen bu avukatla, bu savcı WhatsApp’tan kaç kere kaç dakika görüşmüş, kaydı aldın mı, hiç bir tanesi yok. Şu kadarını söylüyorum. Bu kadar haksızlığa, bu kadar adaletsizliğe, bu kadar vicdansızlığa karşı, evet bu dünyada da gelecek ilk sandıkta da öbür dünyada da iki elimiz yakanızda, iki elimiz yakanızda.





