Antalya Kadın Platformu, cezaevlerindeki hak ihlallerine ve kadınların yaşam alanlarında derinleşen güvensizlik ortamına dikkat çekerek tutsak kadınlara kart gönderme çağrısında bulundu. Platform, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü yaklaşırken cezasızlık politikalarının kadınların hayatlarını doğrudan etkilediğini vurguladı.
Platfoem adına metni okuyan Selma Yavuz, kadınların en güvenli olması gereken yerlerde dahi erkek şiddetiyle karşı karşıya kaldığını belirterek devlet politikalarının kadınların yaşam hakkını korumadığını ifade etti. Açıklamada, 2025’in ilk dokuz ayında en az 375 kadının öldürüldüğü, 225 kadının ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği hatırlatıldı. Gülistan Doku ve Rojin Kabaiş örneklerinde olduğu gibi şüpheli ölümlerin intihar denilerek kapatılmaya çalışıldığı vurgulandı. Yavuz, cezaevlerinde ağır hasta tutsakların ATK raporlarıyla ölüme terk edilmesine ve yeni cezaevi uygulamalarındaki tecrit koşullarına dikkat çekerek, 25 Kasım öncesi tüm kadınları dayanışmaya çağırdı.

Kadınların en güvensiz olduğu yerler: “Evimizi, işyerimizi, sokağı bile koruyamıyoruz”
Biz kadınlar en güvenli olmamız gereken yerlerde evimizde, işyerimizde, kampüste, mecliste, sokakta, çoğunlukla en yakınlarımız olmak üzere erkekler tarafından katlediliyoruz. Erkek-Devlet aklı: kadın kıyımını önlemek, engellemek, gerçek adaleti sağlamak yerine her alanda bedenimize, haklarımıza, emeğimize ve kazanımlarımıza yönelik saldırılarını sürdürüyor. Yalnızca 2025 yılının ilk 9 ayında en az 375 kadın erkek şiddetiyle katledildi, en az 225 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.
Şüpheli kadın ölümleri: “İntihar” denilerek örtbas ediliyor
Gülistan Doku, Rojin Kabaiş örneğinde olduğu gibi şüpheli kadın ölümleri “intihar” denilerek örtbas edilmeye, cezasızlık politikalarıyla failler korunup saklanmaya çalışılsa da ailelerin ve kadınların ısrarı ve mücadelesi erkek yargıya neden güvenemeyeceğimizi göstermektedir.
Cezaevlerinde gerçek tablo
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, hapishanelerin doluluk oranının yüzde 140.5'a ulaştığını duyurdu. Açıklamaya göre: Açık-Kapalı Ayrımı: 121 bin 176 mahpus açık, 307 bin 91 mahpus kapalı hapishanelerde kalıyor. Tutuklu-Hükümlü: Mahpusların 363 bin 159'u hükümlü, 65 bin 108’i tutuklu, 14 bin 276’sı yabancı mahpuslardan oluşuyor. Engelli Mahpuslar: Hapishanelerde 269 engelli mahpus bulunuyor. Çocuk Mahpuslar: 194’ü kız çocuğu olmak üzere 12-18 yaş arası 4.682 çocuk tutuluyor. Anneleriyle Kalan Çocuklar: 19 bin 775 kadın mahpusun yanında 0-3 yaş grubu 434, 4-6 yaş grubu 388 çocuk bulunuyor.
83 TL İaşe Bedeli: Sağlık problemi olmayan tutuklu ve hükümlülerin iaşe bedeli 83 TL, anneleri ile birlikte kalan 0-6 yaş çocukların iaşe bedeli ise 150 TL olarak açıklandı.
Ağır hasta tutsaklar ve yeni cezaevi uygulamaları
Cezaevlerinde ağır hasta tutsaklar ATK raporları ile ölüme mahkûm edilmekte, uzun tutukluluk sürelerini dolduran politik tutsaklar keyfi uygulamalarla, pişmanlık dayatmasıyla tahliyeleri engellenmektedir. Adalet Bakanlığı’nın yeni cezaevi olarak tanıttığı, tutsakların “kuyu tipi beton tabutluk” olarak nitelendirdiği, gökyüzünü görmeden insan sesinden yalıtılmış, güneş ışığının ve havanın içeriye ulaşmadığı, günde 1–2 saatlik havalandırma hakkının tuvalet ihtiyacı geldiğinde yandığı ağır tecrit uygulamaları insan haklarına aykırıdır.
Dayanışma çağrısı
AKP-MHP iktidarının toplumu susturmaya yönelik yargı yoluyla esir alma politikalarına karşı ses çıkarmaya çağırıyoruz.
25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü”ne sayılı günler kala cezaevlerinde olan özsavunma ile yaşamına sahip çıkan kadınlarla, politik tutsak kadınlarla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Erkek ve devlet şiddeti iç içe geçip her alanda kadınlara hayatı dar etmeye çalışırken biz birbirimizden aldığımız güçle, mücadelemizle hayatı kuruyoruz" ifadelerine yer verildi.




