Tahliye sürecinin tamamlanmasıyla birlikte hastanenin akıbetine yönelik tartışmalar kent gündeminin ilk sırasına yerleşti. Siyasi partiler, kurumlar ve vatandaşlar, kamuoyuna açık bir planlama sunulmadığı için sürecin şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü savunuyor.
CHP başta olmak üzere muhalefet partileri, Atatürk Devlet Hastanesi arazisinin “ranta açılacağı” yönündeki endişeleri gündeme getirerek aynı yere yeniden modern bir devlet hastanesi yapılması çağrısında bulunuyor. Öte yandan hastane çevresindeki eczacılar, medikal esnafı, bölge sakinleri ve mahalle muhtarı da benzer talepleri dile getiriyor. Görüşler ortak: Şehir Hastanesi’nin uzak konumu nedeniyle mevcut yerleşimdeki sağlık hizmetinin boşalması ciddi ulaşım sorunları yaratıyor. Tüm bu tartışmalar sürerken, hastanenin ne zaman yıkılacağı, projenin nasıl şekilleneceği ve yeni yapının hangi takvimle hayata geçirileceğine dair yetkili kurumlardan hâlâ hiçbir resmi açıklama gelmedi.
“Kalacak yerim olmadığı için şehirden ayrılmak zorunda kalıyorum”
Hastanede tedavi gören bir vatandaş, “KOAH hastasıyım, sigarayı bırakamıyorum. Günde üç-dört kez acile gitmek zorunda kalıyorum; bir hafta, üç gün, sekiz gün yatıyorum, çıkıyorum, iki gün sonra yeniden yatıyorum. Adana’da kız kardeşim var, oraya gitmeyi düşünüyorum ama yol çok uzun nasıl gideceğimi bilmiyorum. Araştırma Hastanesi sigara içmeye devam ettiğim için beni kabul etmedi. Yalnız yaşıyorum, kalacak yerim olmadığı için de şehirden ayrılmak zorunda kalıyorum. Gideceğim yerde yakın bir hastane de yok, bu yüzden ne yapacağımı bilmiyorum” şeklinde konuştu.

“Bölüm bölüm yenilenseydi kimse bu kadar zarar görmezdi”
Hastane önünde simit satarak geçimini sağlayan esnaf, Atatürk Devlet Hastanesi’nin kapatılmasının çevredeki tüm esnafı doğrudan etkilediğini söyledi. Yedi yıldır hastane önünde tezgâh açtığını belirten esnaf, hastanenin tamamen kapatılmasının doğru bir yöntem olmadığını belirterek, “Hastane bölüm bölüm yapsalardı bir yandan hizmet sürer, bir yandan yenileme devam ederdi. Ama komple yıkılınca burada ekmek yiyen esnaf ne yapacak?” dedi. Şehir Hastanesi’nin uzaklığına vurgu yapan esnaf, “Oraya gitmek masraf, Çevredeki devlet hastanelerine gitmek masraf. Özele gitsen ayrı ücret. Eğitim Araştırma’ya da bütün yük binecek” ifadelerini kullandı.

“Eskiden 350 simit satıyordum, şimdi 120’yi bulamıyorum”
Pandemi öncesi günlük 350 simit sattığını belirten esnaf, Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla hasta yoğunluğunun büyük oranda kaydığını ifade ederek, “Yüzde 60 oraya gitti, burada yüzde 40 kaldı. Hasta azalınca simit de elimizde kalıyor. Hastane tamamen kapanınca da tezgâhı kapatacağım. Kime satacağım? Her yerde fırın var, burada iş kalmadı” dedi. Tahliye süreciyle ilgili net bilgi olmadığını aktaran simitçi, sağlık çalışanlarından duyduğu iddiayı şöyle paylaştı: “1 Aralıkta burasının tamamen kapanacak diye duydum. Acil doktorları, iki aya kadar burada kimse kalmayacak dedi. Hiç değilse acil kalsaydı” şeklinde konuştu.
“2030’dan önce biteceğini düşünmüyorum”
Bölgede 20 yıllık eczacı olarak hizmet veren bir işletme sahibi, hastanenin kapatılmasının tüm sektörleri zincirleme etkilediğini belirtti. Eczacı, süreçle ilgili hiçbir resmî bilgilendirme yapılmadığını vurgulayarak, proje ihalesine dair araştırmalarını olduğunu ifade ederek, “21 Ekim’de proje ihalesi yapılmış ama sonuçlanmamış. Sözleşme imzalanmamış. Çizim için bile 280 gün süre verilmiş. Bu proje bir yılda ancak biter. Sonrasında inşaat başlayacak. Ben 2030’dan önce tamamlanacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

“Gidersem dönemem”
Taşınmak zorunda kalacaklarını söyleyen eczacı, bunun hem maddi hem de mesleki bir yıkım olduğunu söyleyerek, “Burada 20 senelik bir düzenim var. Mahalleli bizi tanır. Başka yere gidersem sıfırdan başlayacağım. İlçe değiştirdiğimde geri dönemiyorum. Bu sadece benim değil tüm eczacıların, medikalcilerin, optisyenlerin sorunu” sözlerine yer verdi.
“Karar ani alındı, kimse düşünülmedi”
Eczacı, sürecin plansız ilerlediğine dikkat çekerek, “Bu işin düşünülerek yapıldığını düşünmüyorum. Çok ani alındı. Esnaf mağdur, hastane çalışanları da mağdur. Herkesin düzeni bozuldu. Herkesi farklı yerlere göndermişler; evi, çocuğu, okulu burada olan insanlar var. Hepimiz zor durumdayız” dedi.
Muhtar: “Yaşlı ve yalnız hastalarımız şimdi ne yapacak?”
Üçgen Mahallesi Muhtarı Aynur Baycın da hastanenin kapatılmasının mahallede büyük bir boşluk yarattığını söyledi. Baycın, Atatürk Devlet Hastanesi’nin şehir merkezindeki erişilebilir konumuyla tüm Antalya için hayat kolaylaştırdığını belirterek, “Bu hastaneye ulaşım inanılmaz kolaydı. Yarım saat içinde herkes işini halledebiliyordu. Bugün Şehir Hastanesi’ne gittim, sabahtan beri muhtarlığa gelemedim. Yaşlı insanlar oraya nasıl gidecek?” şeklinde konuştu.

“Aşama aşama yenilenebilirdi”
Muhtar, tüm binaların aynı anda boşaltılarak sürecin belirsizliğe sürüklenmesini eleştirerek, “En küçük inşaat bile 24 ay sürüyor. Hastane çok daha büyük bir proje. Aşama aşama yapılsaydı hem hizmet devam ederdi hem esnaf bu kadar zarar görmezdi. Mahalle esnafı, kiracılar, sağlık çalışanları herkes perişan. Hastanenin kapanmasının mahallede zincirleme etki yarattı. Esnafın büyük kısmı buradan besleniyordu. Ev kiraları bile hastane sayesinde canlıydı. Sağlık çalışanı çoktur burada; hepsi ev taşıyor, tayin alıyor. Herkesin düzeni bozuldu” ifadelerine yer verdi.
“Mecburen uzak hastanelere gideceğiz”
Hastanenin tam karşısında yaşayan bir mahalle sakini ise karardan duyduğu üzüntüyü şu sözlerle dile getirerek, “Biz yıllardır buradan hizmet alıyorduk. Artık mecburen uzak hastanelere gideceğiz, başka şansımız kalmadı. Keşke tamamen kapatılmadan, kısım kısım yenilenseydi. Tek isteğimiz, buranın bir an önce yeniden yapılması ve eski işlevine kavuşması” sözleriyle tamamladı.





