Gündem

Türkiye Bulgaristan sınırında diplomatik plakalı cipte 205 kilo kokain

Türkiye sınırına birkaç adım kala durdurulan 'diplomatik plakalı' cipte, valizlere saklanmış 205 kilo kokain ele geçirildi. Paketlerden birinin üzerinde ise dikkat çeken 'üç hilal' işareti vardı. Gözaltına alınanlar arasında bir Kongo diplomatı da bulunuyor. Bulgaristan operasyonun tümüyle “kendi işi” olduğunu vurguladı. Gözler şimdi Ankara ve Brüksel’de...

Bulgaristan’ın Türkiye’ye açılan Kapitan Andreevo Sınır Kapısı’nda, “diplomatik plakalı” bir cipte 205 kilo 940 gram kokain ele geçirildi. Uyuşturucular beş bavulda gizlenmişti. Araç Türkiye’ye girmek üzereyken durduruldu. Aramada görev alan narkotik köpeği, dört valize ve bir koltuk arkasına tepki verdi. X-ray taramasında tespit edilen yoğunluklar üzerine açılan valizlerden tam 179 paket kokain çıktı.

Operasyonda üç kişi gözaltına alındı: Bulgar vatandaşı D.H. (43), diplomatik pasaport taşıyan Demokratik Kongo Cumhuriyeti vatandaşı Zh.M. (40) ve Belçika vatandaşı D.A. (54). Zanlılar 72 saat gözaltına alındı. Paketlerden birinin üzerinde yer alan üç hilal amblemi soruşturmanın seyrine yeni bir boyut kattı. Şu ana dek üç ülkenin vatandaşlarının karıştığı olayın, başka hangi bağlantılara uzanabileceği merak ediliyor.

Operasyon, Bulgaristan Maliye Bakanı Temenuzhka Petkova ve İçişleri Bakanı Daniel Mitov’un katıldığı bir basın toplantısıyla duyuruldu. Mitov, operasyonun tamamen Bulgaristan’ın iç istihbarat çalışmasıyla gerçekleştiğini söyledi. Gümrük Dairesi Başkanı Georgi Dimov, aracın Sırbistan sınırından itibaren takibe alındığını ve 100’den fazla görevlinin koordineli çalıştığını belirtti.

Ancak olayda asıl çarpıcı olan detay, diplomatik dokunulmazlık zırhının delinmiş olması. Bulgar yetkililer, olayın uluslararası hukuka uygun şekilde soruşturulduğunu ve gerekli görülürse ilgili ülkelerin dışişleriyle iletişime geçileceğini açıkladı.

Soruşturma Haskovo Bölge Savcılığı tarafından sürdürülürken, operasyonun gerek Türkiye’ye sızdırılmak istenen uyuşturucu trafiği gerekse diplomatik pasaportların kötüye kullanımı açısından yeni bir emsal oluşturup oluşturmayacağı tartışılıyor. Olayın diplomatik bir krize dönüşüp dönüşmeyeceği sorusu ise hâlâ havada.