Şardan’ın yazısında dikkat çektiği üzere, Arslan’ın göreve atanması bizzat İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ve Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş’ın onayından geçerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla gerçekleşti. “Parlayan yıldız” olarak görülen Arslan, Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na kadar yükselebileceği konuşulan bir isimdi.
“Milli Görüş geleneği” vurgusu
Arslan’ın emniyet içinde Milli Görüş geleneğinden gelen isimlerden olduğuna dikkat çeken Şardan, iktidarın “bizim çocuklar”ı arasında yer alan bir ismin rüşvet suçlamasıyla karşı karşıya kalmasının, aynı çizgideki diğer yöneticilere bakışı da değiştirebileceğini yazdı.
İktidara ağır darbe
Şardan’a göre, CHP’li belediyelerde yürütülen yolsuzluk operasyonları üzerinden siyasi söylem geliştiren iktidarın, bu kez kendi atadığı bir emniyet müdürünün rüşvet suçlamasıyla tutuklanması, “ayağına sıkılan kurşun” niteliğinde.
Ankara yönetimi için kritik soru
Yazıda, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün gelişmelerden haberdar olup olmadığı da sorgulandı. Eğer bilgi yoksa “vahim”, bilgi varken savcılık kararına kadar beklendiyse “daha vahim” bir tabloyla karşı karşıya olunduğu belirtildi.
Demirtaş ve Vali eleştirisi
Şardan, Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş’ın “gazetecilerin bilgi kaynaklarını araştırmak yerine” kendi yöneticilerini denetlemesi gerektiğini, Antalya Valisi Hulusi Şahin’in de emniyet müdürünün makam aracıyla kentten ayrılmasına göz yumması halinde “görev ihmali” ile karşı karşıya kalacağını vurguladı.
“Antalya’da icraatların çoğu jandarmadan”
Yazının sonunda, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın sosyal medya paylaşımlarına dikkat çekilerek, Antalya’da güvenlik alanında yapılan icraatların neredeyse tamamının jandarma tarafından gerçekleştirildiği, bu tablonun da dikkatle sorgulanması gerektiği ifade edildi.