Antalya Haber

"Barınma hakkı karşılığında bizden özgürlüğümüz istenmesin"

Akdeniz Üniversitesi yerleşkesindeki KYK yurdunda kalan kadın öğrenciler, gece yurda giriş yapmadıklarında ailelerine bilgi verileceğini duyuran mesajın “psikolojik baskı” oluşturduğunu belirterek uygulamanın güvenliği artırmadığını, aksine güvensizliği derinleştirdiğini söyledi.

Loading...

KYK yurtlarında son günlerde öğrencilere gönderilen bilgilendirme mesajı tartışma yaratırken, özellikle gece geç saatlerde çalışmak zorunda kalan kadın öğrenciler uygulamanın “cezalandırıcı ve denetim amaçlı” olduğunu savunuyor. Öğrenciler, bu yöntemin artık açık bir baskı mekanizmasına dönüştüğünü ifade ediyor. Akdeniz Üniversitesi kampüsündeki KYK yurdunda kalan öğrenciler, ilk kez böyle bir mesaj aldıklarını ve bunun günlük yaşamlarını olumsuz etkilediğini dile getiriyor. Daha önce yalnızca geç girişlerde arandıklarını belirten öğrenciler, yeni uygulamayla birlikte saat 00.00–02.00 arasında ailelerinin aranacağının bildirilmesinin ailelerde gereksiz panik yaratacağını, yetişkin öğrencilerin ise “çocuk gibi” denetim altına alındığını söylüyor. Öğrenciler, bu baskının kadınları daha da güvensiz koşullara ittiğini, pek çok kişinin uyarı ya da disiplin korkusuyla dışarıda sabahlamak zorunda kaldığını aktarıyor.

“İlk kez böyle bir mesaj aldık”

Akdeniz Üniversitesi yerleşkesindeki KYK yurdunda kalan kadın öğrenciler, gönderilen mesajın daha önce uygulanan hiçbir prosedüre benzemediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “İlk defa böyle bir mesajla karşılaşıyoruz. Daha öncesinde yurda saat 10’dan önce izin almadan giriş yapmadığımızda gece bizi arıyorlardı. Bunu birkaç kere yaptığımızda tutanak tutuluyor ve atılmakla tehdit ediliyorduk”

“Bu kez ailemize ulaşacaklarını söylediler”

Öğrenciler, yeni mesajın içeriğinin önceki uygulamalardan daha ağır olduğunu şöyle anlattı: “Bu sefer daha da ileri giderek, biz gece giriş yapmadığımızda 12 ile 2 arasında ailemize bilgilendirme geçileceği yönünde bir mesaj aldık. Bu, pek çok kişi için ciddi bir psikolojik baskı” Bu aileler için de endişe yaratan bir uygulama.

“Biz yetişkiniz; bu denetim iyi niyetli değil”

Kadın öğrenciler, uygulamanın güvenlik amacı taşımadığını savunarak, “Bizlerin hiçbiri 18 yaşından küçük değil; hepimiz yetişkiniz. Bu bizi korumak için değil cezalandırmak için yapılıyor. Sürekli bir denetim altında tutma, baskı ve giriş saatlerinin sıkılaştırılması artık dayanılmaz hâle geldi. İyi niyetli bir uygulama olduğunu düşünmüyoruz. Öyle olsaydı, bizi arayıp, 'iyi misin"diye bize sorarlardı ailemize mesaj atmakla tehdit etmezlerdi. Bu yetişkin insanları çocuk muamelesi yapmaları çok küçük düşürücü. Veli kavramının üniversitede kalkması gerekiyor, kişisel verilerimiz de korunmamış oluyor, bu bakımdan da yasadışı geliyor. Kaldı ki bu uyarı mesajı erkek yurtlarında gitmedi ve erkek öğrencilere yönelik daha esnek bir uygulama olduğunu erkek arkadaşlarımızla konuştuğumuzda da anlıyoruz, o nedenle bu mesajı cinsiyetci, kız öğrencileri baskılamaya yönelik buluyorum" diyor

"Avrupa'daki yurtlarda böyle uygulamalar yok"

Barınma hakkımızın karşılığında özgürlüklerinin ve haklarının ihlal edilmesine rıza göstermelerinin talep edildiğini savunan öğrenciler " Görece durumu daha iyi olan ülkelerde üniversite öğrencileri altı kişi üst üste daracık odalarda yaşamıyor, böyle giriş çıkış saatleri ile kısıtlama yok, ailesi ile tehdit yok. Erasmus değişim programı ile yurtdışına giden arkadaşlarımız var, onlar da oralarda yurtta kalıyorlar ve böyle çocuk muamelesi görmüyorlar, istedikleri saatte kaldıkları yurda girip çıkıyorlar" diyor.

“Yurttan atılma korkusuyla gecikince sokakta sabahlayanlar var”

Öğrenciler, baskıcı uygulamaların yurt içindeki güven ortamını zedelediğini vurguladı: “Zaten yapılan uygulamaların hiçbiri bize kendimizi güvende hissettirmiyor. Kadın arkadaşlarımızın pek çoğu uyarı ya da disiplin korkusuyla dışarıda, Mesai nedeniyle, otobüsü kaçırdığı için ya da bir aksilik nedeniyle on dakika geciktiyse kafelerde parklarda sabahlamak zorunda kalıyor. Bu, çok daha güvensiz bir durum”

“Yurt dışındaki halimize gösterdikleri ilgiyi yurt içindeki güvenliğimize göstersinler”

Öğrenciler yurtta barınma koşullarında da pek çok olumsuzlukla karşılaştıklarını anlatarak "Yurdumuzda birkaç ay önce trafo patladı, asansörde kalan arkadaşlarımız oldu. Bize bir bilgi verilmedi, Aklımıza geçmişte asansör arızası nedeniyle yurtta ölen arkadaşlarımız geldi. Yemekler çok kötü. Pek çok öğrenci yurdunda zehirlenen öğrenciler olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla dışarıda kaldığımız için ailemizi arayan yurt yöneticileri dışarıdaki güvenliğimiz kadar yurdun içindeki güvenliğimiz üzerine de kafa yorarlarsa çok iyi olur" yorumunu yapıyorlar

"Akşam mesaisinde çalışan öğrenciler çok etkileniyor"

Geçim sıkıntısı nedeniyle hem okuyan hem çalışan öğrencilerin geceleri yurda giriş yapmakta zorlandığını belirten kadınlar, “Türkiye’de geçim kaygısı içindeyiz ve pek çoğumuz okurken aynı zamanda çalışmak zorunda. Bu koşullarda uygulanan baskı bizi daha da savunmasız bırakıyor. iş saatleri uzuyor, akşam mesaisi nedeniyle yurda yetişemiyoruz. Yurtta kalırsan çalışmayacaksın mesajı veriyorlar. Otobüs kaçırabiliyorsun” dedi.