20 Mart tarihinde depreme karşı dayanıksız, mevcut ve yeni gelecek eserler içinse kapasitesinin yetersiz olduğu gerekçesiyle yıkılıp yerine yenisinin yapılacağı kültür ve Turizm Bakanlığı bürokratları tarafından bildirilen Antalya Arkeoloji Müzesi, 16 Temmuz tarihinde ziyaretlere kapatılmış, Müzenin kapatılması ve yıkım kararına karşı açılan davaların sonucu beklenmeden 14 Eylül'de yıkımına başlandı.
Milletvekili Kaya, sürecin kamuoyu ile sağlıklı bir iletişim ve bilgilendirme içinde yürütülmediğine , oldu- bitti bir yöntem izlendiği ve bu durumun da Antalya kamuoyunda haklı bir şekilde endişelere yol açtığı değerlendirmesini yaparak, yıkımın ardından yapılacak yeni müzenin planlamasına ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
"Yeni müze için planlanan alan kısa sürede yetersiz kalacak" tespiti
Bakanlığın açıklamasına göre yeni müzenin kapalı alanı 19 bin metrekare olacak. Bu mevcut müzenin iki katı anlamına gelse de Kaya, bu rakamın Antalya’nın arkeolojik potansiyeli için yetersiz olduğunu vurguladı.
Kaya, “Bugün müzenin ana koleksiyonunu oluşturan eserlerin çoğu yalnızca Perge kazılarından çıktı. Oysa Perge’nin henüz yüzde 10’u kazılmış durumda. Önümüzdeki 50–100 yılda yüzlerce, binlerce yeni eser ortaya çıkacak. Bu projeyle kaynaklar verimli kullanılmamış olacak ve müze kısa sürede yeniden yetersiz hale gelecek” dedi.
Bakan Ersoy'a "Yeni müze için hesaba kattınız mı' sorusu
Kaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a "Yeni müze yalnızca bugünkü koleksiyona göre mi planlandı, yoksa önümüzdeki 50–100 yılın kazılarından gelecek eserler de hesaba katıldı mı? Bu plan yapılırken müzecilerin, kazı başkanlarının, yerel mimarların ve Kent Konseyi gibi fikir üreten yerel oluşumların görüşleri sürece sağlıklı bir şekilde dahil edildi mi?" diye sordu
"Karayolları ve Turizm Uygulama Oteli arazisi yeni müze sınırına dahil edilsin" önerisi
Kaya, “Antalya’nın arkeolojik zenginliği dikkate alındığında, komşu Karayolları arazisinin bir bölümü ve kuzeydeki eski Turizm Uygulama Oteli mutlaka rezerv alan olarak müze sınırlarına dahil edilmelidir. Antalya’nın marka değerine katkıda bulunacak, tarihine, ekonomisine destek sağlayacak; sosyal donatılarıyla örnek bir müze yapılmalıdır. Bu müze, Antalya’nın çekim merkezi olmalı, ziyaret edilecek en birinci yeri haline gelmelidir” önerisinin hayata geçirilmesiyle gelecekte kamu kaynaklarının zarara uğratılmasının önlenebileceğini savundu.