Yazar Mine Kırıkkanat, Cumhuriyet’te yayımlanan köşe yazısında, yeni yönetmeliğin “yangın güvenliği” gerekçesiyle tüm konaklama tesislerine 31 Aralık 2025’e kadar ikinci bir yangın merdiveni ve yangına dayanıklı kapılar takma zorunluluğu getirdiğini hatırlattı. Ancak düzenlemenin, İmar Yasası ve İmar Yönetmeliği’ni hiçe saydığını vurguladı.
Yazar, bir otel sahibinin sözleriyle uygulamadaki çelişkiyi şöyle aktardı:“Otelimin arka cephesinde zaten bir yangın merdiveni var. Şimdi bakanlık ön cepheye de ikincisini koy diyor. Bu hem imar kirliliği yaratır hem de binanın statiğini bozar.”
Kırıkkanat, küçük otellerle büyük tatil tesislerini aynı kefeye koyan bu düzenlemenin, “imar mevzuatını çiğneyen bir yönetmelik” haline geldiğini yazdı.
“Yangın kapısı bahanesiyle silkeleme operasyonu”
Cumhuriyet yazarı, yeni yönetmeliğin uygulanabilirlikten uzak olduğunu, sertifikalı yangın kapılarını üretebilen az sayıda firmanın zaten mevcut taleplere yetişemediğini belirtti.“Bakanlık, çoğu turistik tesisin bu şartlara 31 Aralık’a kadar uymayacağını biliyor. Ama yine de dayatıyor. Çünkü hedef belli: Ceza kesip kasayı doldurmak.”
Kırıkkanat, “yangın kapısı bahane, ceza şahane” ifadesiyle, yönetmeliğin sektöre ek mali yük ve cezalar getireceğini savundu.
“Kültürsüz turizm çirkinliği”
Kırıkkanat, özellikle Safranbolu, Alaçatı, Ayvalık ve Akyaka gibi koruma altındaki tarihi bölgelerde yapılacak çirkin yangın merdivenlerinin kültürel dokuyu yok edeceğini belirterek, “Hiçbir bakanlığın tarihi mirası ucube yangın kapılarıyla çirkinleştirmeye hakkı yoktur” dedi.“Kültürsüz bile olsa bir Turizm Bakanlığı’nın, Avrupa’da ahşap yapıların yanmayan boya ve vernikle korunduğunu bilmesi gerekir. Bizde ise estetikten uzak metal kapılar dayatılıyor.”
“Sorun önlemde değil, denetimde”
Kırıkkanat, yangın facialarının asıl nedeninin önlem eksikliği değil denetimsizlik olduğunu vurguladı.“Kartalkaya’daki facia, denetim ihmali yüzünden çıktı. Var olan sistemler çalışsaydı, o kadar insan ölmezdi. Şimdi denetlemek yerine herkesin boğazına aynı kemeri takıyorlar.”
Yazısında, Yunanistan’daki turistik tesislerde eski yapıların “yanmayan boya ve vernikle” korunduğunu hatırlatan Kırıkkanat, Türkiye’de ise her krizin ardından “kopyala-yapıştır yönetmelikler” çıkarıldığını savundu.