Yangın söndürme traktörü

“...Yangın söndürme traktörü…Veya Yangın söndürme damacanası….Çiftçiler, köylüler, eli hortum tutan güçlü kuvvetli insanlar arkalarına su tankı bağlı traktörlere atlayıp alevlerin bulundukları yerlere gidiyor..." Oktay Pirim yazdı.

Antalya, Bursa, Bilecik, Manisa, Karabük, Eskişehir, Afyonkarahisar, Ankara, İzmir, Kahramanmaraş…

Ormanlarımız cayır cayır yanıyor, biri söndürülürken, bir diğeri alev alıyor.

Düşük nem, yüksek sıcaklık ve kuvvetli rüzgarlar kâbus gibi ülkemize çökmüş durumda.

Haliyle her yerden feryatlar yükseliyor:

“Acil olarak yangın söndürme helikopteri ya da uçak gönderin”

Yetişmeyince zeki halkımız kendi buluşlarını acilen devreye sokuyor:

“Yangın söndürme traktörü…”

Veya

Yangın söndürme damacanası….

Çiftçiler, köylüler, eli hortum tutan güçlü kuvvetli insanlar arkalarına su tankı bağlı traktörlere atlayıp alevlerin bulundukları yerlere gidiyor.

Uzatabildikleri kadar sündürüyorlar hortumu ve depodaki suları boşaltmaya başlıyorlar. Rüzgâr nedeniyle alevler yön değiştirince bazen kaçıyorlar, bazen de üzerine üzerine gidiyorlar felaketin korkusuzca.

Bir de damacana ekipleri var.

Televizyonlarda canlı canlı yayınladılar.

Traktörü olmayanlar kullanıyor son çare olarak bu yöntemi.

Buldukları bir kaynaktan damacanayı dolduruyorlar, koşturup koşturup yanan yerlerin üzerine boca ediyorlar.

Dikkatle baktım, damacanası olmayanlar da küçük pet şişeler kullanıyorlar, el bombası gibi fırlatıyorlar alevlerine üstüne üstüne.

Hep söyler dururum: Bizim halkımız zekidir, her soruna mutlaka bir çare bulur.

Bakıldı ki havadan söndürme işleri iyi gitmiyor, devletin uçak ya da helikopter almasını bekleyecek zaman da yok, bu nedenle traktör ve damacanayı devreye soktular.

Ancak, sanıyorum onlar da içten içe hayıflanıyorlardır:

“İyi de bizim traktörler niye uçmuyor?”

Keşke öyle olabilse. İki milyona yakın traktörün bulunduğu ülkemizde düşünün hepsi uçabiliyor herhangi bir yangın bizimle baş edebilir mi…

Hatta buna ilave olarak damacanalar da insansız hava aracı haline bir dönüştürülebilse, elin gavurundan uçak ve helikopter almaya gerek var mı?

Son söz: Sönmeyen yangın yoktur, bugünler de geçer. Yeter ki, buluş yeteneğimizi kaybetmeyelim.

oktaypirim@gmail.com