Turizmde rekor üstüne rekor kırıyoruz. Ülke genelinde turist sayısı, ilk 10 ayda 55 milyonu aştı. Yıl sonu hedefi 65 milyon turist, 64 milyar dolar gelir. Antalya 17 milyona koşuyor, o da rekor.
Bunlar, Bakan Mehmet Nuri Ersoy olmak üzere turizm sektörünün yetkilileri-temsilcilerinin söylemleri.
Çok sık dile getirdikleri bir başka söylemleri var; rakip ülkeler ve amansız rekabet. Rakip ülkeler de ‘‘Fransa, İspanya, İtalya’’ diye başlanarak sıralanıyor…
İspanya’nın 10 aylık turizm verileri açıklandı; 85 milyon turist, 118 milyar euro (yaklaşık 137.5 milyar dolar) gelir. Gidişat 100 milyonun aşılacağını gösteriyor.
Fransa ile İtalya’nın verileri genellikle geriden gelir, onlarla ilgili veri bulamadım ama öngörülere göre Fransa 100 milyonu aşmış olmalı. İtalya da bizim bir adım önümüzde ya da arkamızdadır.
İspanya ile yatak sayımız birbirine yakın görünüyor. Beş ve dört yıldızlıda Türkiye öndeymiş, ‘‘İspanya’yı geçtik’’ türündeki pohpoh haberlerine göre…
Turizm sektöründeki istihdamın toplam istihdam içindeki payına bakıyorsun; İspanya’da yüzde 12, İtalya’da yüzde 10, Fransa’da yüzde 9.2 olan oran, Türkiye’de 3.2 düzeyinde.
Bu üç ülkenin turizm bakanlığı yok. Türkiye’nin Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) gibi kuruluşları var ama bütçeleri bize göre mütevazı, kaynakları merkezi bütçeden, tanıtım büroları daha az, işlevlerinde bazı farklılıklar var.
Bu ülkeler fiyat kırarak ya da lüksün lüksü hizmetlerle turist çekmeye çalışmıyor. Hatta ‘‘Yeter artık gelmeyin’’ diyen ahalinin tepkisi doğrultusunda caydırıcı kararlar alınıyor.
Örnek…
İspanya hükümeti 53 bin pansiyonun ruhsatının iptal edilip halk için kalıcı konutlara dönüştürüleceğini duyurdu. Barselona, 2028’e kadar kısa süreli konaklama mekanlarını tamamen kaldırmayı planlıyor. 2023’te Barselona limanına yanaşan günlük kruvaziyer sayısı 10’dan 7’ye düşürüldü. Balear Adaları’nda alkol tüketimine ve parti teknelerine sıkı kısıtlamalar getirildi.
Fransa kruvaziyerlere vergi getirmeye hazırlanıyor. Bu kesinleşirse, kruvaziyer yolcuları her Fransız limanına uğrayışlarında kişi başı 15 avro vergi ödeyecek.
Yine rakipler arasında adı geçen Yunanistan benzer bir vergiyi geçen yıl almaya başlamış, bazı yerlerde günlük ziyaretçi sayısını da sınırladı. Üstelik turistlerden konakladığı şehir için şehir vergisi alındığı, turist getto gibi belirli alanlara kapanıp kalmak yerine şehirde yiyip içtiği halde bu kararlar alınıyor.
Hiçbiri, ‘‘bizim turistleri Türkiye kapacak’’ diye panik falan yaşamıyor.
Rakip denilen ülkelerdeki çalışma koşulları ile ücretler arasında farklar var.
Bütün bunlara bakınca, insan sormadan duramıyor: Biz kiminle, nasıl rekabet ediyoruz? Rekabet ettiğimizi düşünerek gölge boksu mu yapıyoruz?
mustaydn@gmail.com