Teleferik faciası, direkler ve vidalar!

Devlet nedir, neden vardır?

Prof. Dr. Toktamış Ateş’in Türk Devrim kitabından özet iki tanım:

‘‘Devlet, öteki kurumların tümünü kapsayan en yüce siyasal kurumdur. Öteki kurumlar, hiç değilse kuramsal olarak  varoluşlarını, yetkelerini (otorite, güven, sulta) devletten alırlar.’’

‘‘Devlet, sınırları belirli bir toprak parçası üzerinde yaşayan bir insan topluluğunun yaşamını kolaylaştırmak için oluşturduğu, varlığı diğer devletlerce de tanınan bir aygıt ve örgüttür.’’

Ramazan Bayramı’nın son gününde Antalya’daki teleferik faciasıyla bayramın tadı kaçıverdi.

Daha ne olup bittiği bile tam anlaşılmadan, CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i hedef alan iktidar yanlısı trol saldırıları başladı.

Devletin bir yanı belediyelerinden askeriyesine, Afetle Mücadele’sinden Arama Kurtarma’sına işbirliği içinde, can kaybı artmadan faciayı bertaraf etmeye çalışırken, devletin bir başka yanından sorumluktan sıyrılma telaşı izlenimi veren açıklamalar yapıldı.

Bütün bunlar tadımızı kaçırmakla kalmadı yarayı derinleştirdi, acıyı katladı…

En akla ziyan açıklama da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden geldi: ‘‘Antalya'da meydana gelen teleferik kazası ile ilgili, ‘Teleferiğin bakımlarının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanmış ve sertifikalandırılmış bir şirkete yaptırıldığı’ iddiası doğru değildir. Bahse konu şirketin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından teleferiğin bakımını yapmak üzere onaylanması veya sertifikalandırılması söz konusu değildir. Asılsız iddialara itibar edilmemesi gerekir.’’

Teleferiğin inşa süreci 2013’te Antalya İl Özel İdaresi tarafından başlatıldı. İnşaatı üstlenen firma battı. Arkasından ‘‘bütünşehir’’ düzenlemesiyle Antalya İl Özel İdaresi kapatıldı, varlıkları ile görev ve yetkileri Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne geçti. Teleferik işi de Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne kaldı. AKP’li başkan döneminde yeni ihale yapıldı, inşaat tamamlandı ve 2017’de teleferik hizmete sokuldu.

2019’da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı AKP’den CHP’ye geçti. CHP’li başkan 2024’te seçimi yeniden kazandı.

Bakım onarım işlerini de 2018’den itibaren hep aynı şirket ihale ile alıp yapmış. O şirket yurt dışından aldığı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kabul ettiği yeterlilik belgesi ile ihalelere girip bu bakım ve onarım işlerini işleri üstlenmiş.

Bu bilgileri ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz paylaştı. İletişim Başkanlığı da yalanlamaya kalkıştı. Efendim ‘‘bakanlığın denkliğini kabul ettiği yetki belgesi’’ değil de ‘‘bakanlığın yetkilendirdiği’’ demiş.

Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar, Antalya İl Özel İdaresi, Antalya Büyükşehir Belediyesi, siyasi partiler, İletişim Başkanlığı hepsi birer kamu kurumu ve ‘‘en yüce siyasi kurum’’ olan devletin parçasıdır. Hiçbiri tek başına devlet değildir.

Ortada bir facia, bir can kaybı, o an için kesin sayısı bilinmeyen yaralılar, havada asılı kalmış kurtarılmayı bekleyen onlarca can varken; bu ve benzeri olayların tüm yönleriyle aydınlatılması, bir daha yaşanmaması için önlem alınması gerekirken…

Devletin kurumları arasında bir tepişmedir gidiyor.

Ulaşım ve iş katliamlarından deprem ve sel felaketlerine kadar her faciada aynıları yaşanıyor. Bu da ‘‘yoksa devrilen sadece teleferik direği, kırılıp kopan sadece teleferik vidaları cıvataları değil mi’’ sorusuna yol açıyor...

mustaydn@gmail.com