İstanbul Sulh Ceza Hakimliği kararıyla TELE1’in bağlı olduğu ABC Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.’nin yönetimine TMSF kayyım olarak atandı. Karar, siyaset, medya ve sivil toplumda geniş yankı uyandırdı; farklı kesimlerden “halkın haber alma hakkına açık bir saldırı” değerlendirmeleri geldi
Basın ve meslek örgütleri: “Halkın haber alma hakkına saldırı”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), atamayı “basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yönelik hukuksuz bir saldırı” olarak nitelendirdi. Örgütler kararın geri çekilmesini istedi.
Gazeteciler Cemiyeti ile ÇGD ve TGS’nin de yer aldığı açıklamalarda, kayyım kararının ifade özgürlüğünü zedelediği vurgulandı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, “Gazetecilerin casuslukla suçlandığı bir düzende basın özgürlüğünden bahsedilemez” ifadelerini kullandı.
Siyasetçiler: “Darbeci refleks, demokrasiye darbe”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Hükmedemediği medyayı sansür etmek tam bir darbeci refleksidir” diyerek TELE1’e destek verdi. DEM Parti, “Kayyım atayarak televizyonları karartarak hakikati zapt edemezsiniz” açıklamasını yaptı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik “Kayyumlar gidecek, halk kalacak” mesajını paylaştı.
CHP’li Gökan Zeybek, kararın “gerçekleri öğrenme hakkına vurulmuş ağır bir darbe” olduğunu söyledi.
Bağımsız medya: “Susturma girişimi”
Bianet, BirGün ve diğer bağımsız haber portalları kararı “basın özgürlüğü ve demokrasiye darbe” olarak yorumladı. BirGün, Özgür Özel’in “TELE1’i sustursanız bu milleti susturamazsınız” sözlerini manşetine taşıdı. Bağımsız medya kuruluşları, uygulamayı “hakikati kontrol altına alma girişimi” olarak değerlendirdi.
Sanatçılar ve aydınlar: “Sansürdür”
Sanatçı Mustafa Sandal, “TELE1’e kayyım atanması basın özgürlüğüne uygulanan bir tür sansürdür” diyerek kararın geri çekilmesini istedi.