Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, basınla bir araya geldiği sohbette Akdeniz Üniversitesi ile ilgili son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili bilgiler verdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özkan, Antalya’daki iş dünyasına sert eleştiriler yöneltti. Özkan, Antalya’da yüzlerce turizmci ve güçlü sanayi kuruluşu olmasına rağmen üniversiteye desteklerin sınırlı kaldığını ifade etti.
"Hastane'den VİP hizmet bekleyip, koşarak çıkıyorlar"
Rektör Özkan, Kayseri’deki Erciyes Üniversitesi’ni örnek göstererek, “Oradaki üniversite kentin iş insanlarının ürünü. Bağışlarla büyümüş. Antalya’da ise birkaç isim dışında ciddi bir katkı yok. Birkaç zengin mi var Antalya’da?” diye konuştu.
Antalya’dan ciddi gelir elde eden kesimlerin üniversiteye yeterince destek vermediğini dile getiren Özkan, “Antalya’nın taşından toprağından gani gani para kazanıyor ama iş hastaneye geldiğinde, bazısı neredeyse sizden alacak, sizden isteyecek. Hastaneye hasta olarak geliyor, VIP hizmete alışmış, hizmetini de alıyor, sonra bir kuruş bırakmadan koşarak gidiyor, belki para isteriz diye. Antalya’nın bu konuda çok eğitilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
"Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ziyarete gidince çok iyi ama devamı gelmiyor"
“Bir tek devletle olmuyor. Maddi gücü olan insanlar var. Bir el atsalar, isimleri daha çok büyüyecek. Birkaç büyük isme teşekkür ediyorum ama genelde durum bu” diyen Özkan, ATSO’nun kendilerini iyi karşıladığını ancak devamının gelmediğini vurguladı.
"Organize Sanayi güçlü ama biz o gücü hissedemedik"
Organize Sanayi Bölgesi’nin de gücünü yeterince hissettiremediğini belirten Özkan, “Büyüklük sadece rakamla olmuyor. O rakamlar sadece sizin işinize yarıyorsa bir anlamı yok. Antalya hepimizin şehri” ifadelerini kullandı.
"Transit geçiş kapalı, işi olmayan giremez"
Üniversite yolunun transit geçişe kapanması konusundaki eleştirileri yanıtlayan Özkan, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan cinayet örneğini vererek, üniversitede bir güvenlik sorunu yaşandığında linç edilecek kişinin kendisi olduğunu belirtti. Özkan,
“İki gün önce Boğaziçi Üniversitesi’nde ne oldu? O kızın da oğlanın da orada işi yoktu, şimdi rektör linçleniyor. Bir üniversiteye sadece üniversite öğrencisi girer. Hadi gidin İngiltere’ye, Cambridge Üniversitesi’ne girebiliyor musunuz? Burada güvenlik Özlenen Özkan’a ait. Yurtta 5 öğrenci intihar etti, yurtlar bana bağlı değil, kimi linçlediniz, Özlenen Özkan’ı linçlediniz. Burası otel olsa geçebilecek miydiniz? Burası benim güvenlik sağlamam gereken bir kurum. Hastanede işi olan hastaneye girer çıkar. Buraya ise sadece işi olan girer.” dedi.
Akdeniz Üniversitesi araştırma üniversitesi olma yolunda
Akdeniz Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi unvanı alma yolunda olduğunu belirten Özkan, bunun yayın yapma alışkanlığı olmayan öğretim üyelerini de yayın yapmaya zorlaması bakımından olumlu bir gelişme olacağı değerlendirmesinde bulundu. Özkan,“Araştırma üniversitesi sürecinin başındayız. Ekim başında YÖK Başkanı ile görüşmemiz olacak. Araştırma üniversitesi olacağız. Bu bize Ar-Ge projeleri için ek bütçe imkânı sağlayacak. Araştırma üniversitesi olmak büyük bir prestij ve bize kadro imkânı sağlayacak. Bu ayrıca bir kültürün yaygınlaşmasını sağlıyor. Her öğretim üyesi yayın yapmaya meyilli değil. En son bana, ‘Benim kriterlerime göre fakülte kurun’ diyenler oldu, hangi fakülte olduğunu söylemeyeceğim. Bu, araştırma ve yayın yapma kültürünün yaygınlaşması açısından da önemli olacak. Yayın sayısı kadar kalitesinin de artacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
"Ekmek mi alacağım, maydanoz mu alacağım?”
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde bin 450 işçinin 10 aydır süren Toplu İş Sözleşmesi krize neden olmuştu. AKDÜ Hastanesi önünde yönetimi protesto eden 4D işçileri, bir kez daha Akdeniz Üniversitesi yönetimine tepki göstermişti. Bu tepkilerin ardından Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, işçi temsilcilerinin taleplerine, “Ekmek mi alacağım, maydanoz mu alacağım?” yanıtını verdi.
Özkan, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“İşçilerle ilgili sıkıntı yaşadım. Birkaç kez masaya oturduk. En son masaya biz davet ettik. Önerdiğimiz teklifi beğendiler, bize daha fazla teklifle geldiler. Ancak bütçeyi aşan bir teklif olduğu için karşılayamıyoruz. 250 milyonluk bütçem var. 30 milyonu sadece elektrik faturası, 100 milyonu ilaç firması. 130 milyonu da işçiye verirsem ben ekmek mi alacağım, maydanoz mu alacağım, doktora mı vereceğim, hemşireye mi vereceğim? Ben her zaman garibanın yanında olmaya çalıştım. Bana kimse gelip ‘Özlenen Özkan şöyledir’ diyemez. İnsanların iki lokma daha fazla eve götürürse mutlu çalışacağını biliyorum. Bu benim her zaman aklımın bir tarafında. Elimdeki bütçe ile verebileceğim en yüksek oranı verdim. Bundan sonrası hakem kuruluna kaldı.”