Antalya Haber

Rekreasyonel spor sınıfsal farkın aynası

Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.. Dr. Faik Ardahan ile rekreasyonel spor kavramını, Türkiye’deki sosyoekonomik farkların bu alandaki yansımalarını ve Antalya özelinde spora erişim sorunlarını konuştuk.

Loading...

Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faik Ardahan, profesyonel sporun yarışma temelli yapısından farklı olarak, rekreasyonel sporun sağlıklı yaşam, sosyalleşme ve kent kültürünün bir parçası olduğunu söylüyor. Ancak Ardahan’a göre, ekonomik eşitsizlikler bu alanı da sınıfsal bir çizgiye dönüştürüyor.

– Hocam, öncelikle sporu nasıl tanımlıyorsunuz?

Biz her şeyi spor olarak algılıyoruz. Sporun kendisi sadece yarışmak için yapılır. Profesyonel sporun kendisi tamamen yarışma amaçlıdır.Bireylerin ya da takımların ya da organizasyonların birbirlerini geçirmek için tanımladıkları yapının karşılığıdır. Ama sağlıklı yaşayabilmek için yapılan sporun karşılığına biz rekreasyonel spor diyoruz. Bir de bu ikisinin arasında amatör spor var.Amatör spor, herhangi bir maddi beklenti olmadan nitelikli ve seçilmiş bir yapının içerisinde bir takım olarak ya da bir birey olarak profesyonel spora doğru evrilme yolculuğudur.

– Rekreasyonel spor hayatımıza nasıl girdi, tarihsel olarak nasıl bir yere oturuyor?

Rekreasyonel hayat, aşağı yukarı son belki de 200 yılın, 300 yılın organize olmuş bir şekilde hayatına girdiğini görürüz.
Daha önce sadece yarışma amaçlı insanlar spor yapıyorlardı. Olimpiyatların doğuşunu da biz bu şekilde söyleyebiliriz.
İnsanlar daha önceden sadece karınlarını doyurmak için çok fazla çalışıyorlardı. Evet insanlar her bir defasında eğleniyorlardı ama açıkçası endüstrileşmeyle beraber bireylerin hayatına rekreasyonel hayat daha fazla girmeye başladı.Köyde daima yapacak iş var ve bağ işleri, bahçe işleri bitmez aslında orada ve aslında onların spora ve rekreasyona ayıracak çok fazla vakitleri yok.Serbest zamanlarımız arttı. İkincisi yine kitaptan baktığımda ikinci sırada harcanabilir gelir arttı.

– İnsanlar neden rekreasyonel spor yapıyor?

Rekreasyonel sporlu neden yaptığımız sorusu ise yaklaşık 200 farklı nedenden dolayı olabilir.Bunlardan en yaygını ve hemen birinci sırada söylediğimiz değişen sağlık algısı içerisinde sağlıklı yaşayabilmek için.İnsanları hastalandıktan sonra iyileştirmek maliyetli ve pahalıdır. Hem üretimin düşmesine neden olur, iş gücünün verimliliğinin azalmasına sebep olur. Doğru olan insanların hastalanmamasını sağlamak. Aktivite ile aktivite yapan insanlarla beraber bunların azaldığı bilimsel bir gerçek. İkincisi yeni dünya yalnızlaştırdı insanları özellikle kentsel yaşamda. Beraber egzersiz yapmaya gidiyorlar, beraber koşuyorlar. İnsanlar bireysel katılıyordu, şimdi kolektif bir katılım var. Birçok koşu grubu 365 gün beraber antrenman yapıyorlar ve sadece orada inandıkları bir misyonu yaymak için, LÖSEV için koşuyorlar, adım adım gibi yardım organizasyonları için koşuyorlar ya da işte kanser bilinçlendirmek için ya da engellerle ilgili bir bilinç yaratabilmek için bir farkındalık oluşturmak için koşuyorlar. Koşmak artık sadece koşmak değil, hayatın başka taraflarında bir bilinç oluşturmasına neden olan bir aktiviteye dönüştü. Koşu gruplarının varoluş amaçları da o.

– Rekreasyonel sporun sınıfsal farkların en belirginleştiği alanlardan biri haline geldiğini söylüyorsunuz. Bu fark neden ortaya çıkıyor?

İnsanların iki şeyi yaratması gerekiyor. Birincisi aktivite yapmak için zaman yaratması gerekiyor. İkincisi de aktivitenin gerektirdiği bütçeyi yaratması gerekiyor. İnsanlar artık tabii içinde bulunduğumuz koşullarda gelirin harcanan kısmı kalmadı ve insanlar büyük ölçüde rekreasyonel hayatlarından feda etmeye başladılar ve büyük ölçüde ayakta kalma, hayatta kalma, karınlarını doyurabilme, beslenme demiyorum bakın, karınları doyurabilme telaşı içerisinde.
Piramidin alt tarafı gerçekten çok zor durumda. Onların hiç rekreasyonel hayatı yok. Orta ve üst kısım ise nitelikli olmasa da zaman ayırır bir formun içerisinde.
Özellikle orta kesim evet rekreasyonel bilince sahip. Bunun için aktivite yapabilecek ve aktivite için finansal kaynak yaratabilecek durumda. Piramidin üstündeki insanların zaten böyle kaygıları yok.

– Peki rekreasyonel sporun sınıfsal bir ayrıcalık olmaktan çıkması için neler yapılabilir?

Biz halka neden yayamıyoruz bunu? Çünkü birincisi halk bunu istemiyor. İkincisi neyi isteyeceğini bilmiyor. Üçüncüsü nereden isteyeceğini bilmiyor. Belediyelerin görevleri var ama gençlik sporun da görevleri var. Üniversitenin de görevleri var. Milli eğitimin de görevleri var. Tabii insanlar bir de tek başlarına rekreasyonel aktivite yaratabilecek potansiyelin içerisinde olmalılar.

Bir belediyenin açtığı spor salonuna giderseniz orada da kalabalık görürsünüz. Bu sefer kalabalık sizin yaptığınız spordan keyif almamanıza neden olur. Dolayısıyla kalabalığı dağıtarak ve kalabalığı yöneterek rekreasyonel alanların çoğaltılmasını sağlamak gerekiyor. Yani siz Akdeniz Üniversitesi'nin yüzme havuzuna gittinizse her kulvarda yaklaşık 20 tane öğrenci görüyorsunuz ya da çocuk görüyorsunuz. Siz orada yüzemezsiniz. Dolayısıyla insanların dağıtılması, mümkün olabildiğinde açık alanlarda çok fazla aktivitenin yapılacağı alanlar yaratılması, hatta kentin tüm mahallelerinin içerisine çok sayıda park yapılması, o parklarda çeşitli aktivite araçlarının konulması ve o aktivite araçlarının bakımlarının düzenli bir şekilde yapılıyor olmasını sağlamak lazım.

Kamusal alanda spor için güvenlik sağlanmalı, Evinin dışına çıkan insan dışarıyı güvenlik kılar. Dışarıda ne kadar çok insan varsa sokakta suç oranı o kadar azalır. Hong Kong'da 2000'li yılların ortasında 24 saat yaşayan kentler projesi hayata geçirilmişti ve Antalya bunun için mutlaka hayata geçirmesi gereken bir şeydir. Özellikle Mayıs'ın 15'inden sonra işte Ekim ayının sonuna kadar gündüzleri dışarısı spor yapmaya ya da aktivite yapmaya çok uygun değildir. Akşamları yapılıyor olması gerekir. Ama akşamları da kent yeterince aydınlatılmadığı için, parklar yeteri kadar güvenli olmadığı için insanlar maalesef gidemezler. İnsanlar dışarıyı güvenli bulup gerçekten gidebilmiş olsalar indoor aktivitelerin, fitness merkezlerindeki aktivitelerin ben takipçilerinin azalacağını düşünüyorum.

Organizasyonlar açısından bakıldığında Antalya gerçekten spor turizmi sadece spor turizmi üst başlığında değerlendirdiğimizde gerçekten başkent sayılabilecek bir potansiyelin içerisinde. Yani işte bisiklet organizasyonumuz var ve bisiklet yolumuz yok.