Oda tarafından yapılan basın açıklamasında, müzenin 20 Mart 2025’te “depreme dayanıklı olmadığı” gerekçesiyle kapatılacağının duyurulduğu, ancak bu kararın dayanağı olan raporun uzun süre kendileriyle paylaşılmadığı hatırlatıldı. Açıklamada, bu süreçte basına “Müze üflesen yıkılacak” gibi ifadelerle yönlendirici haberler yaptırıldığı da ifade edildi.
Rapor 5 Eylül’de İletildi
İMO Antalya Şubesi, söz konusu raporun kendilerine ancak 5 Eylül 2025 tarihinde Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından iletildiğini, inceleme sonucunda da ciddi tutarsızlıkların ortaya çıktığını vurguladı.
-
Rapora göre saha çalışmalarının 7 Temmuz 2025’te başladığı, hesaplamaların ise 23 Temmuz 2025’te yapıldığı, ancak müzenin 16 Temmuz 2025’te yani rapor ortada yokken kapatıldığı belirtildi.
-
Yaklaşık 13.500 m² büyüklüğündeki ve 11 bloktan oluşan müzenin yalnızca 15 gün gibi kısa bir sürede sağlıklı bir deprem performans analizine tabi tutulmasının mümkün olmadığı kaydedildi.
-
Raporun, 7 Ağustos 2025’te Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın da bulunduğu toplantıya yetiştirilmek üzere aceleyle hazırlandığının belgelerdeki tarihlerden anlaşıldığı ileri sürüldü.
“Göç Yolda Düzülür” Eleştirisi
Açıklamada, müzenin kapatılma kararının bilimsel verilere dayanmadığı ve raporun eksikliklerle dolu olduğu vurgulandı. Sürecin “Göç yolda düzülür” anlayışıyla yürütüldüğü ifade edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Bu rapor, bilimsel esaslardan uzak, aceleyle hazırlanmış ve kamu yararını gözetmeyen bir belgedir. Çekincelerimizin haklılığı ortaya çıkmıştır. Bilimsellikten ve şeffaflıktan uzak yürütülen bu sürecin üzüntüsünü yaşıyor ve kamuoyunu bir kez daha bilgilendiriyoruz.”
Oda'nın raporda saptadığı eksiklikler şöyle:
1- Bina Kullanım Sınıfı (BKS) değeri 1 olan müze yapısının “Kapsamlı Bilgi Düzeyi” esaslarına göre değerlendirilmesi gerektiği TBDY 2018 Madde 15.2.2.1’de kesin olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla tüm saha çalışmasının bu doğrultuda yürütülmesi beklenmektedir. Ancak teknik rapor içeriğinde “mevcut beton dayanımı”nın belirlenmesi amacıyla “Sınırlı Bilgi Düzeyi” dikkate alındığı belirtilmiştir. Bu kapsamda, her blokta ayrı ayrı olmak üzere, en az 9 adet karot numunesi alınması gereklidir. Ancak mevcut beton dayanımı belirleme çalışması her bir blokta toplam 3 adet karot numune sonucuna göre yapılmıştır. Ayrıca, karot dayanım sonuçlarının dağılımına bakıldığında, performans hesaplarının güvenilirliği açısından toplam 3 adetten daha fazla dayanım sonucuna ihtiyaç olduğunun bir göstergesi de bloklarda çok düşük ve çok yüksek değerlerin bir arada bulunmasıdır.
2- Kapsamlı bilgi düzeyine göre, sahada her blok için ayrı ayrı olmak üzere en az birer adet temel inceleme çukurunun açılması konusu, TBDY 2018 Madde 15.2.4.1 ve 15.2.5.1’de “…temel sistemi bina içinde veya dışında açılacak yeterli sayıda inceleme çukuru ile belirlenecektir.” şeklinde kurala bağlanmıştır. Rapor içeriğinde ise binanın halihazırda hizmet veren bir müze binası olması nedeniyle böyle bir çalışmanın yapılmadığı belirtilmiştir. Gerek mevcut temel konfigürasyonunun yeterliliğinin anlaşılabilmesi, gerekse olası bir güçlendirme çalışmasında önemli bir maliyet kalemi olan temel yeterliliğinin, blokların dışında ya da bodrum katın içinde gerektiği kadar temel muayene çukuru açılarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
3- Bölüm 10 “Güçlendirmenin Değerlendirilmesi” içeriğinde yer alan “temel taşıma gücü yetersiz” ifadesini destekleyecek bir hesap detayı teknik rapor ve eklerinde bulunmamaktadır.
4- Rapor içeriğinde mevcut beton ve donatı dayanımı tespiti çalışmalarıyla ilgili olarak akredite bir yapı laboratuvarına ait ıslak imzalı deney sonuçları yer almamaktadır.
5- Hesaplarda dikkate alınan döşeme yükleri rapor içeriğinde bulunmamaktadır.
6- Yapılan zemin etüdü kapsamında açılan 33 adet sondaj çukurundan iki tanesi 14-15 m aralığında, iki tanesi ise 9-10 m aralığında, kalan yirmi dokuzu ise 8 m’den az derinliktedir. Zemin etüdü hazırlama esasları tebliğine göre bina kısa kenar ölçülerinin asgari 1.5 katı olarak belirlenmesi gereken sondaj derinliklerinin (temel alt kotundan itibaren) yetersiz olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
7- Tahribatlı ve tahribatsız donatı tespit çalışmasının kapsamlı bilgi düzeyine göre gerçekleştirildiği belirtilmesine karşın kat kirişleri için bu tespitlerin TBDY 2018 15.5.2’ye uygun şekilde yapılmadığı, hesapların yalnız minimum donatı oranı üzerinden gerçekleştirildiği görülmektedir.
8- Yapım yılları ve malzeme koşulları farklı olan blokların performans ve güçlendirme değerlendirmesinin ayrı şekilde yapıldıktan sonra tüm bina için genel bir kanaatin oluşturulmasının daha rasyonel bir yaklaşım olacağı görülmektedir.
9- Dikkat çeken diğer bazı diğer genel hususlar ise; tek katlı bloklarda 1 sn üzerinde doğal titreşim periyodunun hesaplanmış olması, 11 numaralı blokta (Şekil 2.25) dairesel gözüken kolon geometrisinin Şekil 6.11’de dikdörtgen kesit olarak tanımlanması, bazı bloklarda bodrum kat bulunmasına karşın taşıyıcı sistem modellemesinde bu durumun dikkate alınmaması, toplam on bir bloktan oluşan yapının çeşitli dönemlerde tamamlanmasına karşın ekonomik ömür değerlendirmelerinin yapının tamamı için 55 yıl üzerinden düşünülmesi, yapılan saha çalışmalarını gösterecek nitelikte taşıyıcı sistem ve mimari rölövelerinin sunulmamış olması şeklinde özetlenebilir.