Antalya Haber

"Okul yemeği yoksa okul terki, ev terki, çocuk işçiliği, çocuk suçları var"

Antalya Okul Yemeği Koalisyonu, Dünya Gıda Günü’nde yaptığı açıklamada, her çocuğun ücretsiz ve sağlıklı okul yemeğine erişiminin anayasal bir hak olduğunu vurguladı. Koalisyon açıklamasında okul terklerinin, çocukların yetiştirme ya da cemaat yurtlarına teslim edilmesinin ve çocuk suçlarının ve evliliklerinin artmasının beslenme ile ilgisinin üzerinde durulması gerektiğine dikkat çekildi, kantinlerin kamusal okul yemeğinin önündeki çıkar gruplarından biri olduğu savunuldu.

Loading...

Antalya Okul Yemeği Koalisyonu, Dünya Gıda Günü kapsamında düzenlediği basın toplantısında, çocuk yoksulluğuna ve okullardaki beslenme eşitsizliklerine dikkat çekti.

Okul yemeği uygulamaları dünyada ilk kez 1906 yılında İngiltere’de başladı. Ardından 1940’lardan itibaren birçok Avrupa ülkesi ve Latin Amerika’da kamusal okul yemeği politikaları yaygınlaştı. Türkiye’de ise 1946 yılında çıkarılan “Okul Beslenme Programı” ile kırsal bölgelerdeki ilkokullarda sınırlı olarak uygulanmaya başlandı. Ancak program yıllar içinde süreklilik kazanamadı.

Koalisyon bileşenleri, bu köklü geçmişe rağmen Türkiye’de okul yemeği uygulamasının hâlâ evrensel bir hak haline getirilmediğini vurgulayarak, Meclis'te 2026 bütçesi görüşülmeye başlanmışken bu hakkın da yer almasını talep etti. Açıklamada, okul yemeği uygulamasının kamusal bir sorumluluk olduğu belirtildi.

"Okul yemeğinin verilmemesi tasarruf kapsamında düşünülemez"

Koalisyon bileşenleri, okul yemeğinin bütçeye büyük bir yük getirmeyeceğini, tasarruf politikaları kapsamına alınamayacağını, bütçeden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi dahil pek çok alana yapılan harcamalar göz önüne alındığında okul yemeğinin bütçeye alınmamasının bir tasarruf politikası tercihi değil, bir öncelik tercihi olduğunun altını çizdi.

"Kamusal okul yemeği politikasının terki okul terki ile sonuçlanıyor"

Basın toplantısında konuşan Veli-Der Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, okul yemeği sağlanmamasının sadece sağlık açısından değil, eğitim ve toplumsal barış açısından da ciddi sonuçlar doğurduğunu söyledi. Koç, “Okul yemeği olmayan çocuklar derse aç giriyor, okuldan kopuyor. Bu kopuş bugün Türkiye’nin en yakıcı sorunlarından biri olan çocuk suçluluğunu da besliyor” dedi.

"Çocukların besine erişim eşitsizliği akran zorbalığı ve öfke doğuruyor"

Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Serap Ertuğrul, okul yemeği eksikliğinin çocuklar arasında derin bir eşitsizlik yarattığını vurguladı. Ertuğrul, “Bir çocuğun beslenme çantasında bulgur pilavı varken, diğerinin zengin bir beslenme çantasıyla okula gitmesi; akran zorbalığını, öfkeyi ve şiddeti besliyor” diye konuştu.

"Kepez'de 4 çocuktan 4'ü aç"

Yardım Gönüllüleri Eğitim ve Proje Derneği (YAGEP) Başkanı Umut Araz ise, sivil toplum kuruluşlarının okul yemeği dağıtımının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “zehirlenme riski” gerekçesiyle yasaklandığını hatırlattı. Araz, “Bugün okulda çocuk beslenmesi kantinlere bırakılmış durumda. Kantin işletmeleri kamusal okul yemeği politikasının önünde güçlü bir çıkar grubuna dönüşmüş durumda” dedi. Antalya Kepez’de yaptığı saha çalışmalarına değinen Araz, “Bir okulda görüştüğüm dört çocuğun dördü de açtı. Bazı aileler, çocukları sadece yemek bulabilsin diye cemaat yurtlarına ya da yetiştirme yurtlarına bırakmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. Fulya Sarvan ise, yürüttükleri “Sağlıklı Besinler Sağlıklı Nesiller” projesi kapsamında 500’e yakın anneye sağlıklı ve ekonomik beslenme eğitimi verdiklerini belirterek, “Birçok anne çocuklarına temel gıdaları sağlayamıyor. Ucuz olduğu için besin değeri düşük paketli gıdalar tercih ediliyor. Bu tablo, kamusal okul yemeği politikasının artık ertelenemeyeceğini gösteriyor” dedi.

Koalisyonun Talepleri

  • Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Beslenme Genel Müdürlüğü kurulması,

  • Her okulda temiz içme suyu altyapısının zorunlu hale getirilmesi,

  • Okul yemekhanelerinin kamusal işletilmesi, taşerona veya kantinlere devredilmemesi,

  • Bütçeden okul yemeği ve su hakkı için kaynak ayrılması,

  • Programların küçük üreticiler ve ekolojik üretim ile desteklenmesi,

  • Sürecin demokratik denetime açık olması ve veli, sendika, sivil toplum katılımının sağlanması.

Uluslararası Sorumluluk Vurgusu
Koalisyon temsilcileri, Türkiye’nin Uluslararası Okul Yemekleri Koalisyonu’na katılması gerektiğini belirterek, FAO’nun 80. kuruluş yılında artan gıda güvencesizliği karşısında çocuklara yönelik kamusal politikaların acilen hayata geçirilmesini istedi.
“Her çocuğa sağlıklı bir öğün, geleceğe yapılacak en güçlü yatırımdır. Bu yalnızca çocuklara değil, ülkemizin geleceğine sahip çıkmaktır” mesajını verdi.

Koalisyonun bileşenlerinden Veli-Der 20 Kasım Çocuk Hakları Günü'nde Ankara'da düzenleyecekleri 'Eğitim Hakkı Eylemi'nde de okul yemeğine ve okulda temiz suya erişim ile ilgili taleplerini yineleyeceklerini belirtti.