Mahallede 40 yıldır yaşadığını belirten işletme sahibi Fatih Ayverdi, mezarın bulunduğu yapının geçmişte dergâh olarak anıldığını söylüyor. Ayverdi, mekânı ilk aldıklarında mezarın bakımsız, taş yığınları arasında olduğunu anlatıyor:
“Burada yatır olduğunu biliyorduk ama çok bakımsızdı. Üstünde bir ağaç vardı, onu da kesmeden dışarıya pencere açarak yaşattık. Kökü hâlâ içeride. Mezara saygımızdan dolayı koruduk. Aldığımız ilk zamanlar tereddüt ettik ama sonra alıştık. Her sabah dükkânı açarken dua ederiz. Bismillah deyip işe öyle başlarız.”
Mahalleli kayıt istiyor
Mezarın yaklaşık 100 yıllık olduğunu belirten Ayverdi, geçmişin izlerinin hâlâ mahallede yaşadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Burası eski bir mahalle. Hatta okulun olduğu alanın bile eskiden tamamen mezarlık olduğu söylenir. Biz sadece sahip çıkmak istiyoruz. Araştırılsın, ismi tam olarak belirlensin. En azından ‘Ruhuna Fatiha’ yazısı konulsun.”
Turistler de ilgi gösteriyor
Ayverdi, yıllar içinde mezarın hem yerli hem yabancı ziyaretçilerin dikkatini çektiğini belirtiyor:
“Müşteri yemeğini yerken dönüp bakıyor, ‘Burası mezar mı?’ diye soruyor. İlk başta ağacı görünce binayı kesmeden yaptığımızı sanıyorlar. Mezar olduğunu söyleyince dua edip giden çok kişi oluyor. İstanbul’dan, Antalya’nın farklı ilçelerinden merak edip gelenler var. Turistler de artık duyup ziyaret ediyor.”
“Bereketi var” diyen esnaf
Pide salonunun 30 yıldır aynı noktada olduğunu hatırlatan Ayverdi, “Bereketi illa ki oluyor” diyerek hem manevi hem ticari açıdan bu alışılmadık birlikteliğin kendileri için önem taşıdığını anlatıyor.