Tele 1'de Cumartesi günleri yayınlanan Akdeniz Saati programında coğrafi işaretli Manavgat Altın Susamı ve tahin üretimi ele alındı. Hasat döneminde susam üreticisinin seslerinin Türkiye ekranına taşındığı programda üreticiler, susam üretiminin işçilik maliyeti ve üreticilerin azalması nedeniyle coğrafi işaret alan Manavgat altın susamının üretiminin geleceğinin belirsiz olduğu görüşünü dile getirdi.
Manavgatlı üretici Kerim Palaz, bir dönümden 80 ila 100 kilo arasında ürün alındığını belirterek, “Hasat ilk başladığında kilosu 180 liradan açıldı, şimdi 100–120 TL arasında değişiyor. Fiyatı biz değil, Manavgat’ta iki tüccar belirliyor. Çiftçi bu kadar sahipsiz kalmamalı” dedi.
Palaz, Tarım Kredi Kooperatifi’nin devreye girmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kooperatif alım yapsa, bir taban fiyat belirlese, tüccar da ona uymak zorunda kalır. Çok zor bir şey değil. Çiftçi oradan mazot, ilaç, gübre alıyor ama ürününü satamıyor” diye konuştu.
“Bir yevmiye 1500 Lira, çiftçi ayakta kalmakta zorlanıyor”
Susam üretiminde en büyük maliyetin işçilik olduğunu belirten Palaz, “Eskiden bir yevmiye ile üç tüp alınırdı. Şimdi 1300–1500 lira yevmiye veriyoruz. İşçi de haklı, ama çiftçiye bir şey kalmıyor. Bu yüzden okul servis şoförlüğü yapıyorum. Çiftçilikle geçinmek artık imkânsız” dedi.
“Bir bağ susam beş kez elden geçiyor”
Bir başka üretici Metin Yiğit, susamın tamamen el emeğine dayalı bir ürün olduğunu vurguladı:
“Bir işçi beş kümül yolar, bu 25 kilo susam eder. 25 kilo susam 130 liradan 3 bin 500 TL yapar. Bunun 1500–2000 lirası işçiye gidiyor, kalan masraflar ne olacak? Üstelik yağmur yağınca ürün çöküyor, verim düşüyor. 66 yaşındayım, hâlâ çamurun içinde susam hasadı yapıyorum.”
Yiğit, susamın her aşamasının emek istediğini şöyle anlattı:
“Bağı yoluyorsun, demetliyorsun, bağlıyorsun, baskı altına alıyorsun, kümül yapıyorsun, çırpıyorsun. Bir bağ susam beş defa insan elinden geçiyor.”
“Gençler tarımdan uzaklaşıyor”
Üreticiler, Manavgat Altın Susamı’nın geleceği konusunda karamsar. Palaz, “Bizim emsalde çok az kaldı. Gençler devam etmiyor, susam birkaç yıl içinde yok olur” derken, Yiğit de iklim değişikliği ve muz seralarının artışının susam üretimini azalttığını belirtti.