ATB Meclisi (2)
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meclisi’nin kasım ayı olağan toplantısında konuşulan ilginç konulardan biri, imha edilmeyen küpe ve pasaportlarla hayvan kaçakçılığı yapılması oldu.
Toplantıda, ABD Tarım Bakanlığı’nın Türkiye Raporu’ndaki hayvancılıkla ilgili öngörüler anlatıldı. Verilen bilgilere göre, ‘‘2026’da Türkiye’nin canlı hayvan varlığının yüzde 4 oranında azalacağı’’ belirtilerek şu değerlendirme yapılıyor:
‘‘Bu düşüş, öncelikle yüksek kesim eğilimlerine, yüksek üretim maliyetlerine ve düşük kârlılığa bağlanıyor. Bu da çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye yöneltiyor. Ülke, verimsiz üretim politikaları ve zayıf hayvan sağlığı ve çiftlik yönetimi nedeniyle sürü sayısının artırılmasına tarihsel olarak yardımcı olmayan besi sığırı ithalatına odaklanmıştır…
2026 yılında Türkiye’nin sığır ithalatının, 2024 yılında yüksek kesim oranlarından kaynaklanan hayvan kayıplarını telafi etmek için 450 bin baş seviyesinde sabit kalması bekleniyor. Düşük yerli üretim nedeniyle 2026 yılında sığır eti ithalatının yüzde 7.6 artarak 70 bin tona ulaşması tahmin edilmektedir…’’
Anlatıldığına göre…
Raporda, buzağı ölümleri konusunda da önemli bilgi veriliyor, dünya ortalaması yüzde 5 olan buzağı ölümlerinin Türkiye’de yüzde 15’e kadar çıktığı belirtilerek şöyle deniliyor:
“Yıllık buzağı kayıpları yaklaşık 400-500 bin baş civarında olup, bu rakam yıllık ithal edilen sığır sayısına neredeyse eşittir. Ayrıca, doğum sonrası ölüm oranı yüzde 10-15 civarında olup, dünya ortalamasıyla karşılaştırıldığında oldukça yüksektir.”
Bu bilgiler, özellikle de buzağı ölümleriyle ithal edilen canlı hayvan sayısının aynı düzeyde olduğu bilgisi, ister istemez bir şaşkınlık yarattı.
Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Sözcüsü Ata Sönmez hem sektördeki durumu anlattı, hem bu rapordaki bilgileri değerlendirdi. Sönmez ‘‘Buzağı ölümü bunun çok üstünde, doğuda yüzde 20’leri buluyor. Biz hayvan kaçakçılığını durduramadığımız sürece, şap hastalığını da, buzağı ölümlerini de önleyemeyiz’’ dedi.
Hayvanlara küpe takılıp pasaport verildiği için, ‘‘kaçakçılık’’ denilince akıllar biraz karıştı.
‘‘Nasıl oluyor? Hayvanlar küpe takılıp pasaport düzenleniyor. Bunlar alınıp satılırken, kesime götürülürken küpesine ve pasaportuna bakılıyor’’ yorumları geldi.
Ata Sönmez, can alıcı açıklamayı yaptı:
‘‘Ölen hayvanların küpesi pasaportu ne oluyor? Kurban kesiyoruz, hangimiz sorumlu vatandaş olarak, kestiğimiz hayvanın küpesini, pasaportunu alıp muhtara teslim ediyoruz. O hayvanların küpesi, pasaportu nereye gidiyor? Sınırda, ‘al sana şu kadardan şu kadar küpe, pasaport’ oluyor…
Arkadaş bunu önlemenin yolu, buzağı başına vereceksin 20-25 bin lira. İthal ederken bundan daha fazlasını vermiyor musun? Biz daha çok buzağı alıp besliyoruz. Buzağı doğup dört ayı doldurdu mu basacaksın küpeyi, düzenleyeceksin belgesini, vereceksin teşvikini. Zaten ölümler ilk dört ay içinde oluyor. Para alacağı için adam daha özenli bakacak. Kendi insanın kazanacak. Dövizin cebinde, köylün köyünde kalacak…’’
Tabii ki buğdaydaki temel soru ve sorun burada da karşımıza çıkıyor: Siyasetin emeksiz yemek bekleyen ‘‘bizim adamlar’’ı ne olacak?..
mustaydn@gmail.com