Finike portakalı’’nın geleceği…

"Finike’de portakal yetişmeye devam edecek ama böyle giderse ‘‘Finike portakalı’’ yetişmeyecek.,,," Mustafa Kazım Aydın yazdı

‘‘Ortalama meyve ağırlığı 237.69 gram, uzunluğu 78.36 mm (milimetre), genişliği 77.53 mm, kabuk kalınlığı 5.26 mm, dilim sayısı 10.25 kadardır. Çekirdek sayısı 0 olup kuru madde oranı yüzde 12.4'tür. Bileşim öğeleri mineral ve vitaminler açısından çok zengindir.’’

Bunlar ne biliyor musunuz?

Antalya’nın tarihi ilçelerinden Finike’nin adıyla özdeşleşmiş, coğrafi işaretli ürünü ‘‘Finike portakalı’’nın temel özellikleri. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun Tescilli Coğrafi İşaretler sayfasında yazılı bu bilgiler.

Aynı sayfada, Finike portakalını özel yapan etkenler de şöyle anlatılıyor:

‘‘Toprağın Akçay ve Alakır Deresi ile yıllardır alüvyonlu yapıdaki toprakla doldurulması sonucunda hava, su ve toprak yapısı ile farklı kılmaktadır. Finike'den alınıp başka bölgelere dikilen fidanlar bu faktörlerin o bölgelerde olmamasından aynı renk, kalite ve aromayı taşımazlar.’’

Devamında Finike portakalının ağaç özellikleri anlatılıyor.

Türkiye’de coğrafi işaret konusunda düzenleme 1995’te yapılmış. Finike portakalı için 2006’da başvurulmuş, özgün ürün olduğu aynı yıl tescil edilmiş.

Devletin resmi tescil kurumu, Finike portakalının özgünlüğünün ovayı çevreleyen dağlardan akıp gelen derelerin suyundan, o suları toprak için ana sütüne dönüştüren alüvyonlardan, dağların ve denizlerin paslaşarak işleyip farklı kıldığı havadan geldiğini güzel güzel anlatıyor. Aynı portakal ağacının ‘‘Finike'den başka bölgelere dikildiğinde hava, su, toprak farklılığı nedeniyle aynı renk, kalite ve aromayı taşımazlar’’ deniliyor.

Devletin başka kurumları ise maden ve taş ocağı ruhsatları, HES izinleri veriyor, tarım toprağını zayi edip havasını zehirleyecek yol projeleri hazırlıyor.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin (AGC), il genelindeki özgün değerlerin tanıtımına destek amacıyla başlattığı ‘‘Yerel Değerlere Sahip Çıkıyoruz’’ programı kapsamında Finike’ye gittik. Finike portakalının yetiştiği bahçeleri gezdik, o özgün meyveyi dalından koparıp tattık, üreticilerle görüştük.

Üretim ve pazarlama maliyetlerinden çevre tahribatı, yapılaşma yoğunluğu gibi bir dizi sorun dile getirildi. Söylenenler öz ve özet olarak şöyle:

Bu topraklar özelliğini kaybediyor. Kumluca ve Finike’yi çevreleyen dağlardaki taş ve maden ocaklarının çıkardığı toz, ağaçları kurutuyor, havayı kirletip toprağın yapısını bozuyor. HES’ler nedeniyle derelerden beslenme zayıfladı, toprak ve su olumsuz etkilendi ve olumsuz etkilenmeye devam ediyor. Kıyıya paralel olarak artan yapılaşma başka bir tehdit.

Anlaşılan o ki; Finike’de portakal yetişmeye devam edecek ama böyle giderse ‘‘Finike portakalı’’ yetişmeyecek.

mustaydn@gmail.com