Prof. Dr. Tuncay Neyişçi rehberliğinde 'Bitkileri ile Kaleiçi', 'Sokak İsimleri ile Kaleiçi', 'Gezginlerin Ağzından Kaleiçi' başlıkları altında düzenlenen 'Kaleiçi Turları'na, yerli ve yabancıların ilgisi yoğun oldu. Neyişçi, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde de geçen Antalya'nın tarihçesini anlatırken, yaşanmış hikâyeleri de aktardı.
Şehri Attalos kurmadı
"Antalya'nın tarih kokan semti Kaleiçi'nin değerini bilmeliyiz" diyerek söze başlayan Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Antalya'nın kurucusunun Attalos Olmadığının da altını çizdi. Neyişçi, "Attalos, Side bölgesini işgal ettiğinde Antalya'ya gelip ticaret için liman yerini belirlemiş, daha sonra da çevresi gelişmiş" dedi.
Mısır'a buğday sevkiyatı
Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Kaleiçi semtindeki 'Balık Pazarı' denilen bölgede balık satılmadığını da kaydetti. Neyişçi, 'balık' kelimesinin İslamiyet öncesi 'sığınak', 'kale', 'şehir' anlamında olduğunu, bugün adı 'Balık Pazarı' olan bölgede birçok binanın depo olarak kullanıldığını, Kaleiçi'nde yaşayan bazı tüccarların Anadolu'dan topladıkları buğdayı, değirmenlerde öğüttüklerini, buğday ununu depolarda muhafaza edip, yat limanından gemilerle Mısır'a sevk ettiklerini anlattı.
Üç anıt ağaç kaldı
Kaleiçi'nde yetişen bitki çeşitliliği ve anıt ağaçlara da değinen Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, "Balık Pazarı alanında bir zamanlar İtalyan Oteli vardı. Yangın çıktı, otel tamamen yandı, bahçedeki servi ağacına alevler dokunmadı. Antalya'da boyu 35 metreye kadar uzayan üç anıt servi ağacı kaldı" dedi.
Evleri Rum ustalar yaptı
Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, tarihi Kaleiçi semtindeki evlerin birçoğunu Rum ustaların tek katlı, taştan yaptığını, bazı binaların depo olarak kullanıldığını, Rum ustalar Antalya'dan göçüp gidince taş evlerin, depoların üzerine ahşap kat çıkıldığını, ön cephelerin dışa taşırıldığını, geniş cumbalı odalar oluşturulduğunu da anlattı