Antalya Haber

Çiftçilerin en zorlu ayları! Piyango kime vuracak?

Antalya’nın batı ilçelerinde her kış tekrarlanan sel riski yeniden kapıda. Çiftçiler, 35 yıldır değişmeyen altyapı sorunları nedeniyle aynı manzaraların bu yıl da yaşanabileceği konusunda yetkilileri uyarıyor.

Meteoroloji’nin kış yağışlarına ilişkin uyarılarının ardından gözler yine Antalya’nın batı yakasına çevrildi. Demre, Kumluca ve Finike üçgeninde her yağmurun sele dönüşmesi artık sıradan bir durum hâline gelirken üreticiler yaklaşan ocak–şubat dönemine endişeyle hazırlanıyor. Üreticiler, “Olay olduktan sonra gelen yardımlar değil sel olmadan önce alınacak tedbirler hayat kurtarır” diyerek hem yerel yönetimlere hem merkezi idareye seslendi. Çiftçiler, bu yıl da aynı manzaralara uyanmamak için şimdiden önlem alınmasını talep ediyor.

"Her yağmur artık potansiyel bir afet"

Antalya’nın batı kıyılarında sel tehlikesi yeni değil 1990’lı yıllardan bu yana aynı tablo her kış kendini tekrar ediyor. Aradan geçen 35 yılda dere yataklarının ıslahı, drenaj hatlarının yenilenmesi ve bölgesel iklim etkilerine uygun tarım–afet planlaması için adımlar atılmış olsa da, yapılan çalışmalar bölgenin artan risklerini karşılamaya yetmedi. Türkiye Çiftçiler Birliği’nden Şaban Dede, Batı Antalya’da yağışların sıradan bir meteorolojik olay olmaktan çıktığını belirterek, “Çocukluğumda da bu bölgede sel olurdu, bugün de oluyor. Aradan 30–35 sene geçti ama değişen tek bir şey yok. Kanallar dar, dere yatakları kapatılmış, yapılaşma kontrolsüz. İklim daha sertleşti ama altyapı aynı kaldı. Bu yüzden her yağmurda aynı korkuyu yaşıyoruz” dedi. Dede, en kritik sorunun ‘su yolu’ kalmaması olduğunu ifade ederek, “Su doğal yatağını ister. Ama şimdi suyun akacağı yerlerin büyük bölümü ya dolmuş ya kapatılmış ya da üzerine yapı yapılmış. Bu durumda yağış artık direkt sele dönüşüyor. Seranın içi bir anda göle dönüyor; üretici hem ürününü hem emeğini kaybediyor” diye belirtti.

"Felaket olduktan sonra gelen yardımla sorun çözülmez"

Devlet desteklerinin ancak büyük felaketlerin ardından devreye girdiğini söyleyen Dede,
“Aksu’da yaşanan selde gördük; heyet gelmezse, rapor yazılmazsa hiçbir destek yok. Küçük afet tamamen üreticinin sırtında kalıyor. Biz istiyoruz ki bu sene felaket yaşanmadan önce adım atılsın. Çiftçinin kaybı önlenebilsin. Ocak, Şubat ve Mart en tehlikeli dönem. Antalya’nın batısında en çok seli bu üç ayda görüyoruz. Geçmiş yılların verilerine baktığımızda tablo aynı. Bu yıl da aynı risk karşımızda. Uyarı yapıyoruz çünkü iş işten geçmeden hazırlık yapılması lazım ancak bu yıl da durum farklı olmayabilir” ifadelerine yer verdi. Sadece sel değil don, dolu, hortum da kapıda olduğuna dikkat çeken Dede, riskin çeşidinin arttığını hatırlatarak, “Geçen yıl 11 ili etkileyen don felaketini unutmayalım. Aynı şey burada da yaşanabilir. Sel, don, dolu. Hepsi aynı döngünün parçası artık. Tarım buna göre planlanmalı” dedi.

"Üretici 1 kilo ürünü ekmek parasına satıyor; maliyetler uçtu"


Yükselen maliyetler nedeniyle üreticinin dayanma gücünün azaldığını söyleyen Dede,
“Biz tarlada ürünü 20 liraya veriyoruz, pazarda 60, markette 150. Aradaki uçurum inanılmaz. Üretici zaten kazanmıyor. Bir de sel olunca tamamen çöküyor” dedi. Karbon uygulamaları ve akaryakıt zamları maliyeti ikiye katlayacağını ifade eden Dede “AB’nin karbon politikaları ve akaryakıttaki artışlar üretimin gerçek maliyetini daha da artıracak. Bu yük yine çiftçinin sırtında. Sel yaşandığında oluşan zarar da buna eklenince üreticinin ayakta kalması çok zorlaştığı gibi tarımdan da koparıyor” sözleriyle tamamladı.

Güven Güneş / Özel Haber