Siyasetin her düzeyinde düzeysizlik, ‘‘laf olsun torba dolsun, çamur at izi kalsın’’ yaklaşımı sürüyor. Son günlerde Antalya’da bu yaklaşımın iki örneğini, eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel sergiledi.
Çavuşoğlu, Alanya AKP ilçe örgütünün yayla pikniğinde, Antalya’nın gerçekten çalışan kurumu ASAT üzerinden yürümüş; "ASAT Genel Müdürlüğü, Alanya'ya bir lira yatırım yapmıyor. Alanya denizi riskli, bu da turizmi ve insan sağlığını ciddi anlamda etkiliyor" demiş.
Sanki, 23 yıldır iktidardaki AKP’de kurulduğundan beri siyaset yapan, etkin görevlerde bulunmuş biri değil. Denizi kirleten kaynaklar neler, denetim ve önlemlerden kimler sorumlu; ASAT neler yapmış ve yapmakta, sorumluluk ve yetki sınırı ne bilmiyor.
Sanki, siyaset yaşamı boyunca Antalya’nın yaralarını bir bir sarmış da yerel yönetimler pansumanı atlamış.
Sanki, bakanlık kararıyla Antalya’nın bağrına La Mare Lara gibi beton hançerler saplanırken ‘‘hop ya, ne oluyoruz’’ demiş.
Belki gerçekten bilmiyor ya da Söbüçimen’den alışık olsa da Gedevet Yaylası’nın havası çarpmış olabilir..
Menderes Türel’in sosyal medyadaki ifadesi daha itici, söyleyenin utanması gereken bir söylem. Antalya Büyükşehir’deki usulsüzlük-yolsuzluk iddialarıyla ilgili diyor ki:
“Birileri bana cevap vermeye çalışmış. Ama konuştukça batıyorlar. Sizi siz olun sahibinizi ‘Çalmışlar ama benim hiç haberim olmadı’ diye sakın satmayın.”
TDK (Türk Dil Kurumu) Türkçe Sözlük’te sahip ve sahiplik şöyle tanımlanıyor.
Sahip:
- Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse; iye, malik.
- Herhangi bir niteliği olan kimse; ehil (bilgi sahibi. zevk sahibi).
- Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse.
- Mecaz anlamda; koruyan, arka çıkan, gözeten kimse.
Sahiplik:
- Sahip olma durumu.
- Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde dilediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu; el (I), iyelik, mülkiyet.
Bu tanımlardan mecaz anlamı dışındakiler, bireysel mülkiyet ve mülkiyete konu olabilen somut, soyut mallarla ilgili.
İnsana sahiplikte kölelik- efendilik ilişkisi söz konusu olur. İnsanın bir sahibinin olması mecazıyla yapılan eleştirel söylemde, sahip olunan kişi bir hayvana benzetilir.
Menderes Türel, Antalya’nın çağdaş bir yüzü olarak ortaya çıkmış, piyano başında görüntüler vermişti. Çaçaronluk kokan bir ifade hiç yakışmadı.
Ayrıca…
Başkalarının sövgü dağarcığı da geniş, cepleri de taş dolu olabilir. Hem de en ‘‘baba’’sından…
Eleştiri, yıkıcı amaçla yapılsa bile yol gösterir; uyarıcı, yapıcıdır. Çamur, atıldığı yüzeyi lekeler ama atana da sıçrayabilir; karalayıcıdır. Sövgü, bir tür aynadır; karşısındakini yansıtır.
Antalya kazanırsa sadece ve sadece eleştiriden kazanır.
mustaydn@gmail.com